Are you sure you don't want to use the toilet before you go?
- Gitmeden önce tuvaleti kullanmak istemediğinden emin misin?
You don't have to use a dictionary when you read this book.
- Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin.
Harnessing the power of the tides could be very helpful to coastal communities.
- Gelgitin gücünü kullanmak kıyı topluluklarına çok yardımcı olabilir.
We have to take the stairs, because the elevator is being repaired.
- Merdivenleri kullanmak zorundayız, çünkü asansör tamir ediliyor.
Great care has been taken to use only the finest ingredients.
- Sadece en iyi malzemeleri kullanmak için büyük özen gösterilmiştir.
I wish to exercise my right to remain silent.
- Sessiz kalma hakkımı kullanmak istiyorum.
It is forbidden to smoke.
- Sigara kullanmak yasaktır.
Using the horn at night should be avoided. At night, flash the headlights instead.
- Geceleri korna kullanmaktan kaçınılmalı. Gece onun yerine farları yak.
I never want to drive in Boston again.
- Boston'da bir daha araba kullanmak istemiyorum.
I don't like to drive.
- Araba kullanmaktan hoşlanmıyorum.
Tom doesn't have enough experience to operate a train.
- Tom bir treni kullanmak için yeterli deneyime sahip değildir.
Of course, a license is needed to operate a crane.
- Elbette, vinç kullanmak için bir lisans gerekli.
Compared with the old model, this is far easier to handle.
- Eski modelle karşılaştırıldığında bunu kullanmak çok daha kolaydır.
It is dangerous to ride a motorbike without a helmet.
- Kasksız motosiklet kullanmak tehlikelidir.
I must use this bike.
- Bu bisikleti kullanmalıyım.
Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.
- Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.
Are you currently registered to vote?
- Şu an oy kullanmak için kayıtlı mısınız?
Aren't you old enough to vote?
- Oy kullanmak için yeterince yaşlı değil misin?
It is a colossally bad idea to drive without a driver's license.
- Ehliyetsiz araba kullanmak, çok kötü bir fikirdir.
I never want to drive in Boston again.
- Boston'da bir daha araba kullanmak istemiyorum.
You should try to form the habit of using your dictionaries.
- Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.
By using Tatoeba one learns languages.
- Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.
The handling of dynamite is dangerous.
- Dinamit kullanmak tehlikelidir.
She is used to handling this machine.
- O, bu makineyi kullanmaya alışıktır.
I told them to wear sunblock.
- Onlara güneş kremi kullanmalarını söyledim.
Mary doesn't wear cheap perfume.
- Mary ucuz parfüm kullanmaz.
You used a condom for birth control, right?
- Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
Uranium is used in the production of nuclear power.
- Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.
Are you old enough to vote?
- Oy kullanmak için yeterince yaşlı mısın?
Aren't you old enough to vote?
- Oy kullanmak için yeterince yaşlı değil misin?
I haven't used this very much.
- Bunu çok kullanmadım.
I haven't used French in a long time and I've forgotten a lot of words.
- Uzun süredir Fransızcayı kullanmadım ve birçok kelime unuttum.
Men don't drive as well as women.
- Erkekler, kadınlar kadar iyi araba kullanmaz.
I was too drunk to drive.
- Araba kullanmak için çok sarhoştum.
Application developers decided to use a functional programming language.
- Uygulama geliştiricileri bir fonksiyonel programlama dili kullanmaya karar verdi.
Don't use all the hot water.
- Sıcak suyun tümünü kullanma.
Don't use the desk by that window.
- O pencerenin yanındaki masayı kullanmayın.
We have two unused rooms in our house.
- Evimizde kullanmadığımız iki oda var.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
- Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
I want you to utilize that object.
- O nesneyi kullanmanı istiyorum.
I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it.
- Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum.
That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
- O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
You should make use of this chance.
- Bu şansı kullanmalısınız.
Many young people make use of their summer vacation to climb Mt. Fuji.
- Birçok genç insan yaz tatilini Fuji Dağına tırmanmak için kullanıyor.
Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
- Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
Windows is the most used operating system in the world.
- Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
- Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
Do you know how to wield an épée?
- Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?
Sami was wielding a knife.
- Sami bir bıçak kullanıyordu.
Most of the online users I play poker with have been newbies.
- Poker oynadığım çevrimiçi kullanıcıların çoğu yeniler.
Mary used her fork to play with the food on her plate.
- Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.
However, what's interesting is that whilst there are people whose computer use has become a problem, there are also people who have recovered from illness because of using computers.
- Ancak, bazı insanlar bilgisayar kullanmaktan hasta olurken, bazı insanların bilgisayar kullanarak iyileşmeleri ilginçtir.
In order to use a computer, you must learn to type.
- Bilgisayar kullanmak için yazmayı öğrenmelisin.
I've quit using French with you.
- Seninle Fransızca kullanmayı bıraktım.
You should try to form the habit of using your dictionaries.
- Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.
I wish to exercise my right to remain silent.
- Sessiz kalma hakkımı kullanmak istiyorum.
Everyone should exercise their right to vote.
- Herkesin oy hakkını kullanması gerekir.
Driving a car is really very simple.
- Araba kullanmak gerçekten çok basit.
The policeman arrested him for drunken driving.
- Polis alkollü araç kullanmaktan onu tutukladı.