Benzetme esasen doğrudur.
- The analogy is essentially correct.
Kahkaha iyi bir ilişkide esastır.
- Laughter is essential in a good relationship.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
Bir kriz anında sakin kalmak ve kontrolü kaybetmemek gereklidir.
- It is essential to keep calm in a time of crisis and avoid going haywire.
Bana kalan parayı sadece temel şeyler için harcamalıyım.
- I must spend the money remaining to me only for essential things.
Tom temel olarak haklıydı.
- Tom was essentially right.
Özgür bir basın demokrasi için gereklidir.
- A free press is essential for democracy.
Pyongyang ve Washington arasında bir tür uzlaşmaya varılması zorunludur.
- It is essential that some kind of compromise be reached between Pyongyang and Washington.
Durumu anlamanız zorunlu.
- It's essential that you understand the situation.
Bir telgraf gönderdiğinde, kısalığı önemli çünkü her kelime için ücretlendirileceksin.
- When you send a telegram, brevity is essential because you will be charged for every word.
Bellek beynimizin önemli bir işlevidir.
- Memory is an essential function of our brain.
Güneş hayat için olmazsa olmazdır.
- The sun is essential to life.
Dünyada bir birey için en elzem şey kendisini anlamasıdır.
- The most essential thing in the world to any individual is to understand himself.
Gıda yaşam için elzemdir.
- Food is essential to life.
Benzetme esasen doğrudur.
- The analogy is essentially correct.
Burada olan şey aslında odur.
- That's essentially what happened here.
Aslında o hikaye doğrudur.
- Essentially that story is correct.
Don’t mind him being grumpy. That’s the essential Fred.
Our classical music professor recommended some Beethoven and Bach recordings as essential listening.
... essential to the health of our bodies. ...
... just said it. That's the essential ingredient is a cat. ...