O, Avustralya'ya gitmek için yola çıktı.
- He departed for Australia.
Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın.
- In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.
Kapı ayrılmadan 20 dakika önce kapatılır.
- Gate closes 20 minutes before departure.
Tom ayrılışını üç gün erteledi.
- Tom postponed his departure for three days.
Bizim dairenin başkanı Tom Jackson adında bir adam.
- The head of our department is a man named Tom Jackson.
Ülkemize ne borçlu olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Vergi dairesi bize bildirir.
- We all know what we owe to our country. The tax department lets us know.
Bu öğrenim hibesi bana bölüm konseyi tarafından verildi.
- This study grant was given to me by the departmental council.
Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
- Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
Satış departmanının bir üyesiyim.
- I am a member of the sales department.
Hangi departman için çalışıyorsunuz?
- What department do you work for?
Havaalanı için bir sonraki tren 2. platformdan ayrılacak.
- The next train for the airport will depart from platform two.
Colonia ülkenin güney-batısında yer alan bir Uruguaylı bölgedir.
- Colonia is a Uruguayan department situated in the south-west of the country.
Ofisim Yabancı Diller Bölümünde.
- My office is in the Foreign Languages Department.
Lunaparkta Mary yalnız başına ağlayan bir oğlan buldu ve yumuşak bir sesle Merhaba yavrum, sorun nedir? Kayıp mı oldun? Seni Kayıp Çocuklar Şubesine götüreyim mi? dedi.
- In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?
O çok yakında ayrıldı.
- She departed very soon.
Tom geçen pazartesi günü ayrıldı.
- Tom departed last Monday.
Gözaltına alınanların altısı İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.
- Six of those detained were released after being interrogated at the İzmir Police Department.
Syr knyght said the two squyers that were with her yonder are two knyghtes that fyghte for thys lady, goo thyder and departe them .
and so all the worlde seythe that betwyxte three knyghtes is departed clerely knyghthode, that is Sir Launcelot du Lake, Sir Trystrams de Lyones and Sir Lamerok de Galys – thes bere now the renowne.
The government maintains that if its regulations are too stiff, British bankers will leave the country. It's true that they have been threatening to depart in droves, but the obvious answer is: Sod off then..
His latest statements seemed to depart from party policy somewhat.
The build-up to Saturday's visit of Macedonia and this encounter with the Dutch could be construed as odd in the sense that there seemed a basic acceptance, inevitability even, that Burley would depart office in their immediate aftermath.
a departing train.
... twice so that they depart show ...