Several girls are standing beside the gate.
- Birkaç kız kapının yanında duruyor.
What's beside the desk?
- Masanın yanındaki ne?
The hardware store is near the park.
- Hırdavatçı dükkanı parkın yanındadır.
It's nice sitting alongside a hot fireplace.
- Sıcak bir şöminenin yanında oturmak hoştur.
There is a man by the side of the pond.
- Göletin yanında bir adam var.
Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
Mr Johnson's house is next to my house.
- Bay Johnson'ın evi evimin yanındadır.
Unfortunately she only had five dollars with her.
- Ne yazık ki yanında sadece beş dolar vardı.
I took sides with them in the argument.
- Ben, bu tartışmada onların yanında yer aldım.
He was standing by the gate with his hand in his pocket.
- O, eli cebinde kapının yanında duruyordu
The boy who she brought with her was very handsome.
- Onun yanında getirdiği çocuk çok yakışıklıydı.
The lake was adjacent to his house.
- Evinin yanında göl vardı.
There are a few shops next to my house.
- Evimin yanında birkaç dükkân var.
Cleanliness is next to godliness.
- Temizlik, dindarlığın yanındadır.
He took his sister along.
- O, kız kardeşini yanında götürdü.
Bring along something to read.
- Yanında okuyacak bir şey getir.
If I were you, I would not have asked him about it.
- Senin yanında olsaydım o konuyu ona sormazdım.
I passed by your house about 10 last night.
- Dün gece saat onda evinizin yanından geçtim.
Tom crouched down next to Mary behind the car.
- Tom arabanın arkasında Mary'nin yanında çömeldi.
Tom spent the night in the small cabin near the lake.
- Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.
A student from America lives near my house.
- Amerikalı bir öğrenci benim evin yanında yaşıyor.
There was a big fire near my house last night.
- Dün gece evimin yanında büyük bir yangın vardı.
I spent the rest of the night beside her.
- Ben gecenin geri kalanını onun yanında geçirdim.
That is the principle problem next to education.
- O, eğitimin yanında temel sorundur.
Do not use this product near a bathtub, sink, shower, swimming pool, or anywhere else where water or moisture are present.
- Bu ürünü küvet, lavabo, duş, yüzme havuzu ya da su ve rutubetin olduğu başka herhangi bir yerin yanında kullanmayınız.
Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
- Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
You're by my side; everything's fine now.
- Yanımdasın; şimdi her şey iyi.
Besides that, unemployment is increasing.
- Bunun yanında işşizlik artıyor.
This paragraph is well written, but there is a mistake in the last sentence.
- Bu paragraf iyi yazılmış ama son cümlede bir yanlışlık var.
Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.
- Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
The accident took place near his home.
- Kaza onun evinin yanında gerçekleşti.
Who was at the party beside Jack and Mary?
- Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
- Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
The army was advancing in the wrong direction.
- Ordu yanlış yönde ilerliyordu.
The forest fire began to spread in all directions.
- Orman yangını tüm yönlerde yayılmaya başladı.
Who was at the party beside Jack and Mary?
- Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
What is the hard part of learning Japanese?
- Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
He edged sideways through the crowd.
- O, kalabalığa yanlamasına sokuldu.
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
- Tutuklular bir hücrede uyumaya zorlandı, sık sık yan yana.
His bed is next to the wall.
- Onun yatağı duvarın yanında.
Some pickpocket stole my wallet on the train.
- Bir yankesici trende cüzdanımı çaldı.
Ten houses were burned down.
- On ev yanıp kül oldu.
He was burned to death in the fire.
- Yangında yanarak öldü.
The old couple sat side by side.
- Yaşlı çift yan yana oturuyordu.
The two houses stand side by side.
- İki ev yan yana durur.
I'll leave a key with my next-door neighbour in case you get here before I do.
- Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.
The neighbours have been banging about next door all morning.
- Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
According to some experts the spoken language uses few subordinate clauses.
- Bazı uzmanlara göre, konuşulan dil çok az sayıda yan cümleler kullanır.
The sentence has got too long again. Then just take out a few of the subordinate clauses.
- Cümle tekrar uzun sürdü. O zaman birkaç yan cümleyi çokarın.