Several girls are standing beside the gate.
- Birkaç kız kapının yanında duruyor.
Who was at the party beside Jack and Mary?
- Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
The hardware store is near the park.
- Hırdavatçı dükkanı parkın yanındadır.
It's nice sitting alongside a hot fireplace.
- Sıcak bir şöminenin yanında oturmak hoştur.
There is a man by the side of the pond.
- Göletin yanında bir adam var.
Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
Cleanliness is next to godliness.
- Temizlik, dindarlığın yanındadır.
He carries his umbrella about with him every day.
- O her gün şemsiyesini yanında taşır.
Do you have small change with you?
- Yanında bozuk para var mı?
Here. Take this with you. It might come in handy.
- Al. Bunu yanında taşı. İşine yarayabilir.
The boy who she brought with her was very handsome.
- Onun yanında getirdiği çocuk çok yakışıklıydı.
The lake was adjacent to his house.
- Evinin yanında göl vardı.
Mr Johnson's house is next to my house.
- Bay Johnson'ın evi evimin yanındadır.
Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
Tell Tom to bring Mary along.
- Tom'a Mary'yi yanında getirmesini söyle.
Bring along something to read.
- Yanında okuyacak bir şey getir.
He carries his umbrella about with him every day.
- O her gün şemsiyesini yanında taşır.
If I were you, I would not have asked him about it.
- Senin yanında olsaydım o konuyu ona sormazdım.
Tom crouched down next to Mary behind the car.
- Tom arabanın arkasında Mary'nin yanında çömeldi.
Tom spent the night in the small cabin near the lake.
- Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.
There are some shops near my house.
- Evimin yanında birkaç dükkân var.
Tom spent the night in the small cabin near the lake.
- Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.
I spent the rest of the night besides her.
- Gecenin geri kalanını onun yanında geçirdim.
The problem is that Tom doesn't want to sit next to Mary.
- Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir.
The problem is that Tom doesn't want to sit near Mary.
- Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir.
Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
You're by my side; everything's fine now.
- Yanımdasın; şimdi her şey iyi.
The two houses stand side by side.
- İki ev yan yana durur.
Besides that, unemployment is increasing.
- Bunun yanında işşizlik artıyor.
This paragraph is well written, but there is a mistake in the last sentence.
- Bu paragraf iyi yazılmış ama son cümlede bir yanlışlık var.
Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.
- Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
The accident took place near his home.
- Kaza onun evinin yanında gerçekleşti.
Who was at the party beside Jack and Mary?
- Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.
- Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek.
We hurried in the direction of the fire.
- Yangın istikametinde koşturduk.
The birds flew away in all directions.
- Kuşlar dört bir yana uçuştu.
What is the hard part of learning Japanese?
- Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
- Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
Mary tilted her head sideways.
- Mary başını yana yatırdı.
He edged sideways through the crowd.
- O, kalabalığa yanlamasına sokuldu.
Please put the table next to the wall.
- Lütfen masayı duvarın yanına koy.
Tom was leaning against the wall near the door.
- Tom kapının yanındaki duvara dayanıyordu.
Ten houses were burned down.
- On ev yanıp kül oldu.
The fire burned up brightly.
- Ateş parlak bir şekilde yandı.
We walked along side by side.
- Biz yan yana yürüdük.
They sat side by side.
- Onlar yan yana oturdular.
Last night there was a big fire in the neighbourhood.
- Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.
The neighbours have been banging about next door all morning.
- Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
The sentence has got too long again. Then just take out a few of the subordinate clauses.
- Cümle tekrar uzun sürdü. O zaman birkaç yan cümleyi çokarın.
According to some experts the spoken language uses few subordinate clauses.
- Bazı uzmanlara göre, konuşulan dil çok az sayıda yan cümleler kullanır.