Several girls are standing beside the gate.
- Birkaç kız kapının yanında duruyor.
All of us went besides him.
- Hepimiz onun yanında gittik.
The hardware store is near the park.
- Hırdavatçı dükkanı parkın yanındadır.
It's nice sitting alongside a hot fireplace.
- Sıcak bir şöminenin yanında oturmak hoştur.
There is a man by the side of the pond.
- Göletin yanında bir adam var.
Cleanliness is next to godliness.
- Temizlik, dindarlığın yanındadır.
Mr Johnson's house is next to my house.
- Bay Johnson'ın evi evimin yanındadır.
He had only one hundred yen with him.
- Yanında sadece 100 yeni vardı.
Do you have small change with you?
- Yanında bozuk para var mı?
The boy who she brought with her was very handsome.
- Onun yanında getirdiği çocuk çok yakışıklıydı.
He was standing by the gate with his hand in his pocket.
- O, eli cebinde kapının yanında duruyordu
The lake was adjacent to his house.
- Evinin yanında göl vardı.
Cleanliness is next to godliness.
- Temizlik, dindarlığın yanındadır.
There are a few shops next to my house.
- Evimin yanında birkaç dükkân var.
After dinner, bring your guitar along and we'll sing.
- Akşam yemeğinden sonra, gitarını yanında getir ve biz şarkı söyleyeceğiz.
Tell Tom to bring Mary along.
- Tom'a Mary'yi yanında getirmesini söyle.
He carries his umbrella about with him every day.
- O her gün şemsiyesini yanında taşır.
If I were you, I would not have asked him about it.
- Senin yanında olsaydım o konuyu ona sormazdım.
Tom crouched down next to Mary behind the car.
- Tom arabanın arkasında Mary'nin yanında çömeldi.
Tom spent the night in the small cabin near the lake.
- Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.
There are some shops near my house.
- Evimin yanında birkaç dükkân var.
I spent the rest of the night besides her.
- Gecenin geri kalanını onun yanında geçirdim.
There was a big fire near my house last night.
- Dün gece evimin yanında büyük bir yangın vardı.
Do not use this product near a bathtub, sink, shower, swimming pool, or anywhere else where water or moisture are present.
- Bu ürünü küvet, lavabo, duş, yüzme havuzu ya da su ve rutubetin olduğu başka herhangi bir yerin yanında kullanmayınız.
The problem is that Tom doesn't want to sit near Mary.
- Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir.
Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
You're by my side; everything's fine now.
- Yanımdasın; şimdi her şey iyi.
We walked along side by side.
- Biz yan yana yürüdük.
Besides that, unemployment is increasing.
- Bunun yanında işşizlik artıyor.
This paragraph is well written, but there is a mistake in the last sentence.
- Bu paragraf iyi yazılmış ama son cümlede bir yanlışlık var.
Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.
- Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
The wrong time, the wrong place.
- Yanlış zamanda, yanlış yerde.
The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
- Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.
- Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek.
The forest fire began to spread in all directions.
- Orman yangını tüm yönlerde yayılmaya başladı.
The army was advancing in the wrong direction.
- Ordu yanlış yönde ilerliyordu.
A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.
- Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek.
What is the hard part of learning Japanese?
- Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
Tom looked sideways at Mary.
- Tom yanlamasına Mary'ye baktı.
He edged sideways through the crowd.
- O, kalabalığa yanlamasına sokuldu.
Some pickpocket stole my wallet on the train.
- Bir yankesici trende cüzdanımı çaldı.
Tom was leaning against the wall near the door.
- Tom kapının yanındaki duvara dayanıyordu.
She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
- O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
Ten houses were burned down.
- On ev yanıp kül oldu.
The two houses stand side by side.
- İki ev yan yana durur.
We walked along side by side.
- Biz yan yana yürüdük.
I'll leave a key with my next-door neighbour in case you get here before I do.
- Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.
Last night there was a big fire in the neighbourhood.
- Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.
The sentence has got too long again. Then just take out a few of the subordinate clauses.
- Cümle tekrar uzun sürdü. O zaman birkaç yan cümleyi çokarın.
According to some experts the spoken language uses few subordinate clauses.
- Bazı uzmanlara göre, konuşulan dil çok az sayıda yan cümleler kullanır.