At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
 - Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.
 - Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.
I haven't used French in a long time and I've forgotten a lot of words.
 - Uzun süredir Fransızcayı kullanmadım ve birçok kelime unuttum.
Tracy had never used chopsticks before then.
 - Tracy daha önce yemek çubuklarını hiç kullanmamıştı.
Men don't drive as well as women.
 - Erkekler, kadınlar kadar iyi araba kullanmaz.
Do you like to drive?
 - Araba kullanmayı sever misin?
Application developers decided to use a functional programming language.
 - Uygulama geliştiricileri bir fonksiyonel programlama dili kullanmaya karar verdi.
Don't use all the hot water.
 - Sıcak suyun tümünü kullanma.
Don't use the desk by that window.
 - O pencerenin yanındaki masayı kullanmayın.
We have two unused rooms in our house.
 - Evimizde kullanmadığımız iki oda var.
I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it.
 - Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum.
I urged Keiko to stop using people for her own convenience.
 - Kendi yararı için insanları kullanmayı bırakması için Keiko'ya baskı yaptım.
I told you to wear sunblock.
 - Sana güneş kremi kullanmanı söyledim.
Mary doesn't wear cheap perfume.
 - Mary ucuz parfüm kullanmaz.
She is used to handling this machine.
 - O, bu makineyi kullanmaya alışıktır.
The handling of dynamite is dangerous.
 - Dinamit kullanmak tehlikelidir.
Everyone should exercise their right to vote.
 - Herkesin oy hakkını kullanması gerekir.
I wish to exercise my right to remain silent.
 - Sessiz kalma hakkımı kullanmak istiyorum.
Tom gave up running for mayor after pleading guilty to drunken driving.
 - Tom alkollü araba kullanma suçunu kabullendikten sonra Belediye Başkanlığı adaylığından çekildi.
Tom was sentenced to five days in jail and a year on probation for drunken driving.
 - Tom alkollü araba kullanmaktan beş gün hapis ve bir yıl göz hapsine mahkûm edildi.
Are you sure you don't want to use the toilet before you go?
 - Gitmeden önce tuvaleti kullanmak istemediğinden emin misin?
The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.
 - Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.
Only members of the club are entitled to use this room.
 - Yalnızca kulüp üyeleri bu odayı kullanma hakkına sahiptir.
Harnessing the power of the tides could be very helpful to coastal communities.
 - Gelgitin gücünü kullanmak kıyı topluluklarına çok yardımcı olabilir.
That's an abuse of authority.
 - Bu otoriteyi kötüye kullanmadır.
Every person has the power to abuse their privileges.
 - Her kişi, ayrıcalıklarını kötüye kullanma gücüne sahiptir.
By using Tatoeba one learns languages.
 - Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.
He broke the machine by using it incorrectly.
 - O, yanlış kullanarak makineyi bozdu.
I don't like to drive.
 - Araba kullanmaktan hoşlanmıyorum.
It is a colossally bad idea to drive without a driver's license.
 - Ehliyetsiz araba kullanmak, çok kötü bir fikirdir.
Windows is the most used operating system in the world.
 - Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
The gym is used for the ceremony.
 - Spor salonu, tören için kullanıldı.
Compared with the old model, this is far easier to handle.
 - Eski modelle karşılaştırıldığında bunu kullanmak çok daha kolaydır.
We have to take that chance.
 - Biz o fırsatı kullanmak zorundayız.
We have to take the stairs, because the elevator is being repaired.
 - Merdivenleri kullanmak zorundayız, çünkü asansör tamir ediliyor.
I wish to exercise my right to remain silent.
 - Sessiz kalma hakkımı kullanmak istiyorum.
It is forbidden to smoke.
 - Sigara kullanmak yasaktır.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
 - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
 - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
I want you to utilize that object.
 - O nesneyi kullanmanı istiyorum.
That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
 - O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
 - O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Many young people make use of their summer vacation to climb Mt. Fuji.
 - Birçok genç insan yaz tatilini Fuji Dağına tırmanmak için kullanıyor.
Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now.
 - Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.
Na'vi language is used in Avatar.
 - Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
Uranium is used in the production of nuclear power.
 - Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.
The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
 - Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
 - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
Do you know how to wield an épée?
 - Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?
Sami was wielding a knife.
 - Sami bir bıçak kullanıyordu.
Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.
 - Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.
Do you usually use a pick when you play the guitar?
 - Gitar çaldığında bir mızrap kullanıyor musun?
I refrained from voting.
 - Oy kullanmaktan kaçındım.
Are you planning on voting?
 - Oy kullanmayı planlıyor musun?
Using the horn at night should be avoided. At night, flash the headlights instead.
 - Geceleri korna kullanmaktan kaçınılmalı. Gece onun yerine farları yak.
Of course, a license is needed to operate a crane.
 - Elbette, vinç kullanmak için bir lisans gerekli.
Tom doesn't have enough experience to operate a train.
 - Tom bir treni kullanmak için yeterli deneyime sahip değildir.
It is dangerous to ride a motorbike without a helmet.
 - Kasksız motosiklet kullanmak tehlikelidir.
Don't misuse this product!
 - Bu ürünü kötüye kullanma.