gibi. gibi teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- as. as
- yapar gibi görünmek
- pretend
I'm tired of pretending.
- Yapar gibi görünmekten bıktım.
- canavar gibi
- monstrous
- köle gibi çalışmak
- slave
- solucan gibi kıvrılarak ilerlemek
- worm
- sarkaç gibi sallanmak
- oscillate
- gibi gelmek
- appear
- gibi
- as
- gibi
- like
It sounds like they're not going to leave.
- Ayrılmayacaklar gibi görünüyor.
The girl vanished like magic.
- Kız, sihir gibi kayboldu.
- mış gibi
- as if
- gibi
- such as
Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.
- Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır.
As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.
- Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.
- buz gibi
- icily
Tom stared at Mary icily.
- Tom Mary'ye buz gibi baktı.
- dev gibi
- giant
- her zaman olduğu gibi
- as usual
Tom and Mary were wasting time, as usual.
- Tom ve Mary her zaman olduğu gibi boşa zaman harcıyordu.
They're late, as usual.
- Her zaman olduğu gibi geç kaldılar.
- kubbe gibi
- domed
- peri gibi
- fairy
She looked like a fairy in her beautiful white dress.
- Güzel beyaz elbisesi içinde bir peri gibi görünüyordu.
- gibi gelmek
- sound like
- temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp ortaya koymak
- rehash
- gibi
- as if
- ahır gibi ev
- pigsty
- aksi gibi
- unfortunately
- ata biner gibi oturma
- straddle
- ayı gibi
- bearish
- aç kurt gibi yemek
- wolf
- balmumu gibi
- waxy
- balık gibi
- fishy
- beni olduğum gibi kabul et
- take me as i am
- bok gibi
- filthy
- boru gibi ses
- blare
- buz gibi
- ice-cold
When I got home, I had a nice, ice-cold shower.
- Eve döndüğümde, buz gibi soğuk bir duş aldım.
Tom fell into the ice-cold water of the river.
- Tom nehrin buz gibi suyuna düştü.
- dağ gibi
- huge
- dev gibi
- titanic
- ev gibi
- cosy
- gibi
- sort of
- gibi
- around
After long breakfast I think I started around 8:00. - Uzun kahvaltı edip saat sanırım 8:00 gibi yola koyuldum.
- gibi
- kind of
What kind of woman could love a guy like Tom?
- Tom gibi bir adamı ne tür bir kadın sevebildi.
We were unsure what kind of person Tom would be and whether he would like to live in the same house as us.
- Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik.
- gibi gelmek
- to seem, to appear, to sound (like)
- gibi görünmek
- appear
- gibi görünmek
- seem
Dan didn't want to seem shy.
- Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.
He seems to have been a very popular actor when he was young.
- O gençken çok popüler bir aktörmüş gibi görünmektedir.
- gibi gözükmek
- seem
- gölge gibi takibetmek
- shadow
- her zamanki gibi
- as usual, as ever as
- hiyeroglif gibi
- hieroglyphic
- kapı gibi
- burly
- kayar gibi gitmek
- skim
- kehanet gibi
- prophetic
- kont gibi stylishly dressed
- (man)
- kürdan gibi
- skinny
- kıl gibi
- capillary
- lapa gibi
- mushy
The banana was brown and mushy.
- Muz kahverengi ve lapa gibiydi.
- mantar gibi çoğalma
- mushrooming
- ot gibi yaşama
- vegetation
- ot gibi yaşamak
- vegetate
I'd rather die now than vegetate for fifty more years.
- Elli yıl daha ot gibi yaşamaktansa şimdi ölmeyi tercih ederim.
- pelte gibi ezilmiş olma
- squash
- pırlanta gibi insan
- daisy
- rüya gibi şey
- dream
- yıldız gibi
- stellar
- çelik gibi
- steel
He has a will of steel.
- Çelik gibi bir iradesi var.
- çöp gibi
- angular
- çığ gibi büyümek
- snowball
- şeytan gibi göstermek
- demonize
- anne gibi davranmak
- mother
- hayalet gibi
- spooky
- ..gibi görünmek
- appear to
- ahtapot gibi
- persistent
- aksi gibi
- as bad luck
- alev gibi parlak
- flamboyant
- alev gibi yalayıp geçmek
- lick
- ambar gibi (yer)
- cavernous
- anırır gibi bağırmak
- bray
- asker gibi
- soldierly
- aslan gibi
- strongly built
- aslan gibi
- sturdy
- aslan gibi
- healthy
- baba gibi
- paternally
- badem gibi
- (Gıda) fresh and crips
- badem gibi
- fresh and crisp
- bebek gibi
- beautiful
- bebek gibi
- infantile
- bebek gibi
- doll-like
- benim gibi
- such as i
- beygir gibi
- awkward
- biber gibi
- hot
- billur gibi
- crystalline
- billur gibi
- crystal clear
- bulut gibi sarhoş
- dead drunk
- bunun gibi
- such like
- bunun gibi
- soaring
- buz gibi
- (Konuşma Dili) regular
- buz gibi
- brumal
- buz gibi
- (deyim) stone-cold
- buz gibi
- as cold as ice
Her cheeks were as cold as ice.
- Onun yanakları buz gibi soğuktu.
My hands and feet were as cold as ice.
- Ellerim ve ayaklarım buz gibi soğuktu.
- buz gibi
- wintry
- bıldırcın gibi
- short and plump
- cehennem gibi
- sweltering
- cehennem gibi
- hellishness
- cehennem gibi
- boiling hot
- ceviz gibi kabuklu yemiş
- nut
- ceviz gibi yemişlerin kabuğu
- nutshell
- ceylan gibi
- slender
- cin gibi
- shrewd
- dalga gibi
- undulatory
- deli gibi
- mad
He is madly in love with that girl.
- O kıza deli gibi âşık.
Tom worked like a madman.
- Tom bir deli gibi çalıştı.
- deli gibi
- hysterically
Tom laughed hysterically for no reason.
- Tom nedensizce deli gibi güldü.
- deli gibi
- rabidly
- deli gibi
- like crazy
Tom ran like crazy to catch up with Mary.
- Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.
Tom ran like crazy to catch the last train.
- Tom son trene yetişmek için deli gibi koştu.
- deli gibi (hızlı)
- (deyim) like crazy
- deli gibi sevinmek
- (deyim) be over the moon
- deli gibi sevmek
- be mad about
- deli gibi sevmek
- (deyim) head over heels in love
- deli gibi âşık
- infatuated
- deli kızın çeyizi gibi
- (deyim) higgledy-piggledy
- demir gibi
- tough
- demir gibi
- cast-iron
- dipsiz gibi görünen yer
- abyss
- domuz gibi
- sturdy
- domuz gibi
- pigheaded
- domuz gibi
- strong
- domuz gibi
- obstinate
- domuz gibi ses çıkarmak
- grunt
- domuz gibi yemek
- pig out
- duman gibi
- smoky
- elif gibi
- slender
- elma gibi
- rosy
- elma gibi
- ruddy
- elmas gibi
- innocent
- elmas gibi
- pure
- elmas gibi sert ve parlak
- adamantine
- erimek (şeker gibi)
- dissolve
- erkek gibi
- masculine
- erkek gibi
- butch
- eskisi gibi
- like former
- eskisi gibi
- the way it used to be
- fasulye sırığı gibi
- gangling
- fidan gibi
- willowy
- fitil gibi
- stewed
- fitil gibi
- blind drunk
- fitil gibi sarhoş
- (deyim) as drunk as a lord
- fosfor gibi parıldayan
- phosphorescent
- fırın gibi
- (deyim) like an oven
- fıstık gibi
- very good
- fıstık gibi
- very beautiful
- gibi
- as is
- gibi
- as well as
- gibi
- about
- gibi
- in the way (that)
- gibi
- the way (that)
- gibi
- (Ticaret) direct taxes
- gibi
- in such a way that
- gibi
- just as
- gibi
- in the way that
- gibi
- after the fashion of
- gibi
- in the manner that
- gibi
- in such a manner that
- gibi
- as it were
- gibi
- as though
- gibi
- as good as
- gibi
- in the manner
- gibi
- such
- gibi gelmek
- feel
- gibi gelmek
- sound
- gibi gelmek
- (Dilbilim) seem as
- gibi gelmek
- (Dilbilim) come across as
- gibi görmek
- regard
- gibi görünmek
- appear to be
- gibi görünmek
- look like
- gibi görünmek
- purport
- gibi görünmek
- seem like
- gibi görünmek
- look as if
- gibi görünmek
- make out
- gibi görünmek
- semble
- grip gibi
- flu-like
- gudde gibi
- glandular
- görünmek… gibi görünmek
- seem
- görünmek….gibi görünmek
- seem
- halka gibi
- ringlike
- hamur gibi
- mushy
- hayal gibi
- dreamlike
- hayvan gibi
- brutally
- hayvan gibi
- huge
- hayvan gibi
- brutishly
- hayvan gibi
- brute
- hayvan gibi
- enormous
- her yıl olduğu gibi
- like every year
- herkesin bildiği gibi
- notoriously
- herkesin kabul edeceği gibi
- admittedly
- hırsız gibi
- furtively
- hırsız gibi dolanmak
- skulk
- hızır gibi yetişmek
- a godsend
- hızır gibi yetişmek
- come as a godsend
- ilkel primitive gibi
- (Biyokimya) primordial
- inanılır gibi değil
- (Ev ile ilgili) I don't fucking believe this
- inanılır gibi değil
- (Ev ile ilgili) absolutely incredible
- inanılır gibi değil
- unbelievable
- inanılır gibi değil
- (Ev ile ilgili) i will be damned
- inanılır gibi değil
- (Ev ile ilgili) you have to see it to believe it
- inanılır gibi değil
- (Ev ile ilgili) amazing!
- inci gibi
- neatly
- inci gibi
- neat
- inci gibi
- regular
- inek gibi
- bovine
- iskelet gibi
- (deyim) a bag of bones
- iskelet gibi
- very thin
- iskelet gibi
- skinny
- itiraf edildiği gibi
- admittedly
- jet gibi gitmek
- fly
- jet gibi hızlı
- jet-propelled
- kale gibi
- very strong
- karga gibi ötmek
- crow
- kaymak gibi
- delicious
- kendisi gibi davranmak
- be oneself
- keskin bıçak gibi
- keen
- kiraz gibi küçük
- (Botanik, Bitkibilim) berry
- kitap gibi
- (Konuşma Dili) like a book
- kral gibi
- regally
- kral gibi
- comfortably
- kral gibi
- majestically
- krem gibi
- creamy
- kumlu gibi
- gritty
- kurt gibi
- shrewd