bağlantılı teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- related
- connected; related; engaged
- connected, linked
- close
The events were closely linked.
- Olaylar yakından bağlantılı idi.
Scientists have learned that, throughout Earth's history, temperature and CO2 levels in the air are closely tied.
- Bilimciler dünya'nın tarihi boyunca, sıcaklık ve havadaki CO2 seviyelerinin yakından bağlantılı olduğunu öğrendiler.
- pol. aligned (nation), (nation) which is a member of an alliance
- online
- (Tekstil) link to
- on line
- engaged
- with regard to
- link
The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
- Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism.
- ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
- (Bilgisayar) linked
Our hearts are linked.
- Kalplerimiz bağlantılıydı.
This politician resigned after being linked to a corruption scandal.
- Bu siyasetçi bir yolsuzluk skandalıyla bağlantılı olduktan sonra istifa etti.
- correlative
- connection oriented
- bağlantı
- {i} liaison
- bağlantı
- connection
He has no connection with this affair.
- Onun bu işle ile hiçbir bağlantısı yoktur.
With your connections, you should be able to find a job for Tom.
- Bağlantıların ile, Tom için bir iş bulabilmelisin.
- bağlantı
- tie
Scientists have learned that, throughout Earth's history, temperature and CO2 levels in the air are closely tied.
- Bilimciler dünya'nın tarihi boyunca, sıcaklık ve havadaki CO2 seviyelerinin yakından bağlantılı olduğunu öğrendiler.
The two nations have strong trade ties.
- İki ulusun güçlü ticaret bağlantısı var.
- bağlantı
- relationship
- bağlantı
- {i} link
The events were closely linked.
- Olaylar yakından bağlantılı idi.
It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism.
- ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
- bağlantılı olarak
- in connection with
- bağlantılı olabilen
- associable
- bağlantılı olma
- interconnection
- bağlantılı olmak
- be linked
- bağlantılı olmak
- communicate
- bağlantılı olmak
- cohere
- bağlantılı olmak
- correlate
- bağlantılı olmak
- interconnect
- bağlantı
- coupling
- bağlantı
- {i} concern
- bağlantı
- contact
She wasn't able to contact him by phone.
- O, telefonla onunla bağlantı kuramadı.
Even though we were supposed to meet at 10, I've had no contact with them. I wonder if they've had an accident.
- Saat onda buluşmamız gerekiyorken, onlarla bağlantı kuramadım. Onların kaza geçirip geçirmediğini merak ediyorum.
- bağlantı
- commitment
- bağlantı
- (Mekanik) flange
- bağlantı
- affiliation
- bağlantı
- bonding
- bağlantı
- connector
- bağlantı
- (Askeri) regression analysis
- bağlantı
- clip
- bağlantı
- bracket
- bağlantı
- fitting
- bağlantı
- (Bilgisayar) auto link
- bağlantı
- (İnşaat) connectivity
- bağlantı
- (Pisikoloji, Ruhbilim) association
- bağlantı
- binding
- bağlantı
- pattern
- bağlantı
- juncture
- bağlantı
- (Bilgisayar) connection to
- internet bağlantılı sohbet
- (Bilgisayar) internet relay chat
- yıldız bağlantılı
- star connected
- bağlantı
- joint
- bağlantı
- {i} header
- bağlantı
- terminal
- bağlantı
- linkage
- bağlantı
- touch
I want to get in touch with her.
- Onunla bağlantı kurmak istiyorum.
I want to get in touch with him.
- Onunla bağlantı kurmak istiyorum.
- bağlantı
- hookup
- bağlantı
- attaching
- bağlantı
- to link
- bağlantı
- in connection
Do any of you have anything to say in connection with this?
- Sizden birinin bununla bağlantılı olarak söyleyecek bir şeyi var mı?
- Askeri Bağlantılı Telsiz Sistemi
- (Askeri) Military Affiliate Radio System
- bağlantı
- connection, tie, link
- bağlantı
- connecting
My computer doesn't seem to be connecting to the printer.
- Bilgisayarım yazıcıya bağlantılı gibi görünmüyor.
I've got a connecting flight.
- Bağlantılı bir uçuşum var.
- bağlantı
- phys. linkage
- bağlantı
- linking
- bağlantı
- tap
- bağlantı
- relation
- bağlantı
- mech. coupling, device that serves to connect the ends of adjacent parts or objects
- bağlantı
- noose
- bağlantı
- intercourse
- bağlantı
- joining
- bağlantı
- dealings
- bağlantı
- connexion
- bağlantı
- mounting
- bağlantı
- attachment , link , linkage , connection
- bağlantı
- channel
- bağlantı
- coordination
- bağlantı
- tie up
- bağlantı
- communication
- bağlantı
- tie, connection, contact, link
- bağlantı
- fixture
- bağlantı
- linkup
- bağlantı
- attachment
- bağlantı
- anchor
- bağlantı
- {i} interlock
- bağlantı
- tie in
- bağlantı
- (İnşaat) junction
- bağlantı
- contact man
- bağlantı
- tiein
- birbiriyle bağlantılı olma
- interrelatedness
- bulon bağlantılı yapım
- bolted construction
- cinsiyet bağlantılı
- (Pisikoloji, Ruhbilim) sex linkage
- civata bağlantılı adaptör
- bolt on adapter
- direkt bağlantılı tulumba
- direct acting pump
- fiziksel bağlantılı mantık
- (Bilgisayar) hardwired logic
- seks bağlantılı
- x-linkage
- seks bağlantılı hastalık
- (Tıp) x-linked disease
- seri bağlantılı fare
- bus mouse
- tek bağlantılı ayak
- (Askeri) single-anchor leg mooring
- telsiz bağlantılı kamera
- (Teknik,Televizyon) radio television camera
- ters bağlantılı
- back coupled
- uydu bağlantılı
- spaceborne
- vapur bağlantılı tren
- boat train