O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That won't change anything.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything in there?
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything at all there?
Bügün daha iyi hissediyormusun?
- Do you feel any better today?
Herhangi bir ev, hiç olmamasından daha iyidir.
- Any house is better than none.
Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
Pekala, evet, fakat herhangi birinin bilmesini istemiyorum.
- Well, yes, but I don't want anyone to know.
Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı?
- Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me?
Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
- Anyone can cultivate their interest in music.
Biraz Fransız şarabın var mı?
- Do you have any French wine?
Biraz tatlı ister misiniz?
- Would you like any dessert?
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
- Can you see anything at all there?
Her neyse, ben elimden geleni yaptım.
- Anyway, I did my best.
Her neyse, ben sizin meşgul olmak zorunda olduğunuzu biliyorum, bu yüzden gideyim.
- Anyway, I know you must be busy, so let me go.
Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür.
- I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental.
Tom birisi ya da bir şey tarafından gözdağı verilen insan türü değildir.
- Tom isn't the kind of person who is intimidated by anyone or anything.
Tom'un şu anda birisiyle konuşmak için vakti yok.
- Tom doesn't have time right now to talk to anyone.
Odada hiç kimse yoktu.
- There wasn't anyone in the room.
Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
- Why doesn't anybody translate my sentences?
Herhangi birisi olan herkes oradaydı.
- Everybody who was anybody was there.
Cevaplayabilecek herhangi birisi var mı?
- Is there anyone who can answer?
Her ne kadar bu ayakkabıları artık giymesem de, onları atmaya kıyamıyorum.
- Even though I don't wear those shoes anymore, I can't bring myself to get rid of them.
Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
- I don't know anything about her family.
Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
- I listened, but I didn't hear anything.
Birkaç gün bir şey yememelisin.
- You must not eat anything for a few days.
Birkaç günlüğüne hiçbir şey yememek veya içmemek ölümle sonuçlanabilir.
- Not eating or drinking anything for a couple of days may result in death.
Bazı bilim adamlarına göre, büyük deprem şimdi her an olabilir.
- According to some scholars, a major earthquake could occur at any moment now.
Herhangi bir mantar yenilebilir fakat bazıları sadece bir kez.
- Any mushroom can be eaten, but some only once.
Herhangi bir prezervatifin var mı?
- Do you have any condoms?
Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
- If you divide any number by zero, the result is undefined.
It won't do you any good.
I wasn't any too easy in my mind.
We did not see any children at all.
- We didn't see any children at all.
That makes no sense at all.
- That doesn't make any sense.
All of a sudden, it began raining.
- Aniden yağmur yağmaya başladı.
Suddenly rain began to fall.
- Aniden yağmur yağmaya başladı.
Bill's abrupt manner causes him to be misunderstood.
- Bill'in ani tavrı onun yanlış anlaşılmasına neden oluyor.
The story concluded abruptly.
- Hikaye aniden sona erdi.
After Grandma's sudden death, Grandpa began to age rapidly.
- Babaannenin ani ölümünden sonra, büyükbaba hızla yaşlanmaya başladı.
I felt a sharp pain in my stomach all of a sudden.
- Aniden midemde keskin bir ağrı hissettim.
A flash of lightning suddenly lit up the dark nocturnal landscape.
- Bir şimşek çakması aniden karanlık gece manzarasını aydınlattı.
Dozens of people have died in flash floods triggered by torrential rain.
- Onlarca insan şiddetli yağmurun yol açtığı ani su baskınlarında öldü.
... the children who are not receiving any kind of nutrition wish to relation ...
... government before 2011, hesitated to provide any ...