any thing(s) or person(s)

listen to the pronunciation of any thing(s) or person(s)
İngilizce - Türkçe

any thing(s) or person(s) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

any
{s} herhangi

Orada herhangi bir şey görebiliyor musun? - Can you see anything in there?

Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır. - Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.

any
her bir

Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür. - I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental.

any
kimse

Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor? - Why doesn't anybody translate my sentences?

Artık hiç kimse bu dili konuşmuyor. - No one speaks this language anymore.

any
biraz da olsa
any
birazcık olsun
any
birisi

Tom'un şu anda birisiyle konuşmak için vakti yok. - Tom doesn't have time right now to talk to anyone.

Tom birisi ya da bir şey tarafından gözdağı verilen insan türü değildir. - Tom isn't the kind of person who is intimidated by anyone or anything.

any
hiç

O hiçbir şeyi değiştirmeyecek. - That won't change anything.

Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum. - I don't know anything about her family.

any
azıcık
any
herhangi biri

Herhangi biri onu yapabilir. - Anyone could do that.

Pekala, evet, fakat herhangi birinin bilmesini istemiyorum. - Well, yes, but I don't want anyone to know.

any
biri

Yemek yemek isteyen başka birisi var mı? - Is there anyone else wanting to eat?

Onlardan herhangi birini seçebilirsin. - You may choose any of them.

any
her ne kadar

Her ne kadar bu ayakkabıları artık giymesem de, onları atmaya kıyamıyorum. - Even though I don't wear those shoes anymore, I can't bring myself to get rid of them.

any
{s} hiçbir

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

Dinledim fakat hiçbir şey duymadım. - I listened, but I didn't hear anything.

any
zam bir herhangi
any
{s} her

Orada herhangi bir şey görebiliyor musun? - Can you see anything at all there?

Orada herhangi bir şey görebiliyor musun? - Can you see anything in there?

any
hiç: Do you have any candles? Sende hiç mum var mı? No, I don't have any. Hayır, bende hiç yok. He did it without any help. Hiç yardım
any
(zarf) hiç, daha, biraz
any
(sıfat) hiç, hiçbir; biraz, daha, her, herhangi
İngilizce - İngilizce
any
any thing(s) or person(s)