Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
 - I listened, but I didn't hear anything.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
 - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
 - Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything in there?
Annem yeteri kadar masum bir halde Biraz daha bira ister misin? diye sordu.
 - Mom was innocent enough to ask him: Would you like any more beer?
Bügün daha iyi hissediyormusun?
 - Do you feel any better today?
Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
 - Never have I heard anyone say a thing like that.
Herhangi biri onu yapabilir.
 - Anyone could do that.
Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı?
 - Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me?
Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
 - Is there anyone else wanting to eat?
Biraz tatlı ister misiniz?
 - Would you like any dessert?
Ben ona biraz para vermeye çalıştım, ama o hiç almadı.
 - I tried to give her some money, but she wouldn't take any.
Herhangi bir prezervatifin var mı?
 - Do you have any condoms?
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything in there?
Her neyse, daha fazla zamanını almayacağım.
 - Anyway, I won't take up any more of your time.
Her neyse, o şimdi Paris'te olabilir.
 - Anyhow, he may now be in Paris.
Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür.
 - I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental.
Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
 - Is there anyone else wanting to eat?
Tom birisi ya da bir şey tarafından gözdağı verilen insan türü değildir.
 - Tom isn't the kind of person who is intimidated by anyone or anything.
Odada hiç kimse yoktu.
 - There wasn't anyone in the room.
Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
 - Why doesn't anybody translate my sentences?
Herhangi birisi olan herkes oradaydı.
 - Everybody who was anybody was there.
Cevaplayabilecek herhangi birisi var mı?
 - Is there anyone who can answer?
Her ne kadar bu ayakkabıları artık giymesem de, onları atmaya kıyamıyorum.
 - Even though I don't wear those shoes anymore, I can't bring myself to get rid of them.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
 - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
 - I don't know anything about her family.
Birkaç gün bir şey yememelisin.
 - You must not eat anything for a few days.
Birkaç patates istiyorum. Hiç patatesiniz var mı?
 - I want some potatoes. Do you have any?
Herhangi bir mantar yenilebilir fakat bazıları sadece bir kez.
 - Any mushroom can be eaten, but some only once.
Bazı insanlar arkadaşlar arasında herhangi bir sır olmaması gerektiğini söylüyorlar.
 - Some people say there shouldn't be any secrets between friends.
Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
 - If you divide any number by zero, the result is undefined.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything at all there?
It won't do you any good.
I wasn't any too easy in my mind.
That makes no sense at all.
 - That doesn't make any sense.
We did not see any children at all.
 - We didn't see any children at all.
All of a sudden it started raining.
 - Aniden yağmur yağmaya başladı.
It suddenly started raining.
 - Aniden yağmur yağmaya başladı.
He interrupted us abruptly.
 - O aniden sözümüzü kesti.
The car made an abrupt turn.
 - Araba ani bir dönüş yaptı.
After Grandma's sudden death, Grandpa began to age rapidly.
 - Babaannenin ani ölümünden sonra, büyükbaba hızla yaşlanmaya başladı.
I felt a sharp pain in my stomach all of a sudden.
 - Aniden midemde keskin bir ağrı hissettim.
A flash of lightning suddenly lit up the dark nocturnal landscape.
 - Bir şimşek çakması aniden karanlık gece manzarasını aydınlattı.
Dozens of people have died in flash floods triggered by torrential rain.
 - Onlarca insan şiddetli yağmurun yol açtığı ani su baskınlarında öldü.
... and uh... with discusses a better foundation or you any safer any ...
... And number three, I will not, under any circumstances, raise taxes on middle-income families. I will ...