Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
 - I don't know anything about her family.
Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
 - I listened, but I didn't hear anything.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything at all there?
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything in there?
Herhangi bir ev, hiç olmamasından daha iyidir.
 - Any house is better than none.
Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
 - Don't you have anything smaller than that?
Pekala, evet, fakat herhangi birinin bilmesini istemiyorum.
 - Well, yes, but I don't want anyone to know.
Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
 - Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı?
 - Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me?
Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
 - You may choose any of them.
Ben ona biraz para vermeye çalıştım, ama o hiç almadı.
 - I tried to give her some money, but she wouldn't take any.
Biraz Fransız şarabın var mı?
 - Do you have any French wine?
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything at all there?
Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
 - If you divide any number by zero, the result is undefined.
Her neyse, o şimdi Paris'te olabilir.
 - Anyhow, he may now be in Paris.
Her neyse, asla bilmeyeceksin.
 - Anyway, you'll never know.
Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür.
 - I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental.
Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
 - Anyone can cultivate their interest in music.
Birisi soruma cevap verebilir mi?
 - Can anyone answer my question?
Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
 - Why doesn't anybody translate my sentences?
Odada hiç kimse yoktu.
 - There was hardly anyone in the room.
Herhangi birisi olan herkes oradaydı.
 - Everybody who was anybody was there.
Cevaplayabilecek herhangi birisi var mı?
 - Is there anyone who can answer?
Her ne kadar bu ayakkabıları artık giymesem de, onları atmaya kıyamıyorum.
 - Even though I don't wear those shoes anymore, I can't bring myself to get rid of them.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
 - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
 - I listened, but I didn't hear anything.
İlginç kitapların varsa, bana birkaç tane ödünç ver.
 - If you have any interesting books, lend me some.
Birkaç günlüğüne hiçbir şey yememek veya içmemek ölümle sonuçlanabilir.
 - Not eating or drinking anything for a couple of days may result in death.
Bazı insanlar herhangi bir dine inanmıyor.
 - Some people don't believe in any religion.
Bazı tercümanlar Alisa yaygın bir Rus ismi olmasına rağmen Alice'in adını Sonya ya da Anya'yla değiştirdi
 - Some translators changed Alice's name to Sonya or Anya, even though Alisa is a widespread Russian name.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
 - Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
 - Can you see anything in there?
It won't do you any good.
I wasn't any too easy in my mind.
That makes no sense at all.
 - That doesn't make any sense.
We did not see any children at all.
 - We didn't see any children at all.
Suddenly it began to rain.
 - Aniden yağmur yağmaya başladı.
All of a sudden it started raining.
 - Aniden yağmur yağmaya başladı.
He interrupted us abruptly.
 - O aniden sözümüzü kesti.
The car made an abrupt turn.
 - Araba ani bir dönüş yaptı.
After Grandma's sudden death, Grandpa began to age rapidly.
 - Babaannenin ani ölümünden sonra, büyükbaba hızla yaşlanmaya başladı.
I felt a sharp pain in my stomach all of a sudden.
 - Aniden midemde keskin bir ağrı hissettim.
A flash of lightning suddenly lit up the dark nocturnal landscape.
 - Bir şimşek çakması aniden karanlık gece manzarasını aydınlattı.
Dozens of people have died in flash floods triggered by torrential rain.
 - Onlarca insan şiddetli yağmurun yol açtığı ani su baskınlarında öldü.
... highest income taxpayers. And I will not, under any circumstances increase taxes on ...
... I don't know if there's any pianists in this room. ...