Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?
- When is the next guided tour?
İtfaiye gelmeden yangın sonraki binaya yayıldı.
- The fire had spread to the next building before the firemen came.
Tom bütün gece ve ertesi günün çoğunu bir kütük gibi uyudu.
- Tom slept like a log all night and most of the next day.
Tom ve Jane tartıştılar fakat ertesi sabah barıştılar.
- Tom and Jane quarreled, but they made up the next morning.
Heisei, Showa döneminden hemen sonradır.
- Heisei is next after the Showa era.
Onu hemen sonra söyleyecektim.
- I was going to say that next.
Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak.
- Prince Charles will be the next British king.
Bundan sonraki cadde nedir?
- What is the next street after this?
Ardından gelen şey bir gizemdi.
- What happened next was a mystery.
Sonraki tren ne zaman ayrılacak?
- What time does the next train leave?
Daha sonra ne oldu bilmiyorum.
- What happened next, I don't know.
Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak.
- Prince Charles will be the next British king.
Bundan sonra ne olacağını biliyorum.
- I know what happens next.
Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
- According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.
Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.
- Next month it'll be five years since he began playing the violin.
Gelecek yıl yurtdişinda öğrenim yapmak istiyorum.
- I want to study abroad next year.
Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum.
- I want to learn Chinese next year.
Sanırım bir sonraki durakta ineceğiz.
- I think we get off at the next stop.
Tanıtım sırasında bir sonraki kişisin.
- You are the next in line for promotion.
Bitişik komşudaki köpek tehlikeli.
- The dog next door is dangerous.
Bitişik komşudan gelen müzik yüksek ve rahatsız ediciydi.
- The music coming from next door was loud and annoying.
Ben onun daha sonra ne zaman geleceğini bilmiyorum.
- I am uncertain when he will come next.
Tom daha sonra ne yapması gerektiğini merak ederek merdivenlerin alt kısmında oturdu.
- Tom sat at the bottom of the stairs wondering what he should do next.
Bay Johnson'ın evi evimin yanındadır.
- Mr Johnson's house is next to my house.
Evimin yanında birkaç dükkân var.
- There are a few shops next to my house.
Tom konserde Mary'nin yanına oturdu.
- Tom sat next to Mary at the concert.
Tom otobüste Mary'nin yanına oturdu.
- Tom sat next to Mary on the bus.
Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
- The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
Tom, bitişik odadaki ebeveynlerinin ne konuştuğunu duyup duyamayacağını anlamak için kulağını duvara dayadı.
- Tom pressed his ear against the wall to see if he could hear what his parents were discussing in the next room.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Tanıtım sırasında bir sonraki kişisin.
- You are the next in line for promotion.
O konuda neredeyse hiçbir şey bilmiyor.
- He knows next to nothing about the issue.
Kitabı neredeyse bedava aldı.
- She bought the book for next to nothing.
Bir dahaki sefere beni görmeye geldiğinde, sana kitabı göstereceğim
- Next time you come to see me, I will show you the book.
Bir dahaki sefere saat onda, 1 Haziran'da, gelecek sene buluşacağız.
- We'll meet next time at ten o'clock, June the first, next year.
Ardından gelen şey bir gizemdi.
- What happened next was a mystery.
Tom ardından ne yapması gerektiğini merak ediyordu.
- Tom wondered what he should do next.
İleride ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
- Nobody knows what will happen next.
Tom Mary'ye bitişik bir koltuk aldı.
- Tom took a seat next to Mary.
Bir bebek dişine bitişik bir yetişkin dişi geldi.
- An adult tooth came in right next to a baby tooth.
Gelecek hafta New York'a gidiyor.
- He is going to New York next week.
Gelecek hafta İngilizcede bütünleme sınavına girmek zorundayım.
- I have to take a make up test in English next week.
O, bitişikte yaşayan adamdır.
- That's the man who lives next door.
O, bitişikte yaşamasına rağmen, bize selam bile vermez.
- Even though he lives next door, he doesn't even say hello to us.
Yandaki evde kim yaşıyor?
- Who lives in the house next door?
Dün gece yandaki evde bir yangın çıktı.
- Last night a fire broke out in the house next door.
Bir dahaki sefere beni görmeye geldiğinde, sana kitabı göstereceğim
- Next time you come to see me, I will show you the book.
Bir dahaki sefere saat onda, 1 Haziran'da, gelecek sene buluşacağız.
- We'll meet next time at ten o'clock, June the first, next year.
Onun bir sonraki gelişinde evde olacağım.
- I'll be at home the next time she comes.
Tom bana Boston'a bir sonraki gidişinde Mary'yi ziyaret etmeyi planladığını söyledi.
- Tom told me he planned to visit Mary the next time he went to Boston.
Çelik binanın bitişiğinde papatyalar var.
- There are daisies next to the steel building.
Tom bizim kapı komşumuz.
- Tom is our next door neighbor.
Tom kapı komşusu kızla evlendi.
- Tom married the girl next door.
Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
- The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
Mary John'la çalışan otobüs sürücüsüne bitişik mi yaşıyor?
- Does Mary live next door to the bus driver that worked with John?
Gelecek sefer daha çok gayret edeceğim.
- I'll try harder next time.
Gelecek sefer daha iyi bir iş çıkar.
- Do a better job next time.
Evimin yanında birkaç dükkân var.
- There are a few shops next to my house.
Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
Toplantı gelecek haftaya kadar ertelendi.
- The meeting was adjourned until the next week.
Tom raporu gelecek haftaya kadar bitirmeyi umuyor.
- Tom expects to finish the report by next week.
Bitişik komşudan gelen müzik yüksek ve rahatsız ediciydi.
- The music coming from next door was loud and annoying.
Tom Mary'ye bitişik komşuya gitmesini ve komşunun yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamasını söyledi.
- Tom told Mary to go next door and see if the neighbors needed any help.
Bir dahaki sefere saat onda, 1 Haziran'da, gelecek sene buluşacağız.
- We'll meet next time at ten o'clock, June the first, next year.
Bir dahaki sefere seni hayal kırıklığına uğratmamaya çalışacağım.
- I'll try not to disappoint you next time.
Mutfakta neredeyse hiçbir şeyimiz yoktu.
- We had next to nothing in the kitchen.
Tom'un cüzdanında neredeyse bir şey yok.
- Tom has next to nothing in his wallet.
Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.
- The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
Tom bütün gece ve ertesi günün çoğunu bir kütük gibi uyudu.
- Tom slept like a log all night and most of the next day.
Tom kapı komşusu kızla evlendi.
- Tom married the girl next door.
Tom bizim yan komşumuz.
- Tom is our next door neighbor.
The next week is full.
Next, please, don't hold up the queue!.
The party is next Tuesday; that is, not this Tuesday, but nine days from now.
When we next meet, you'll be married.
I'll know better next time.
Next, we stripped off the old paint.
Try the place next door.
WiMax has already established itself as a next generation technology with ideal credentials in the broadband wireless space for point-2-point applications.
Shall we inform the next of kin of his passing?.
When you start the next to the last roll, get some more paper.
Do you mind if I sit next to you?.
It is next to impossible to get him to admit it, but writes very well.
I got it for next to nothing in the January sales.
Next up is a performance you won't want to miss.
On the other hand, too wide a notch means you have to drill until a week from next Tuesday to get enough dust to fill the darn thing.
Even the best weatherman can't tell if it's going to rain or shine a week from next Tuesday. With the stars it is different. We can always tell in advance.
She didn't want to marry the boy next door, she yearned for the big city.
He didn't want to marry the girl next door, he hankered for the big city.
That diva may be gorgeous, but she's a real, well, you know, a see-you-next-Tuesday. A what? asked Jen. I cocked my head. Curious, myself. She's—pardon the expression—a cunt..
We'll be home in next to no time.
... driven and everybody is so focused on the next election ...
... >>Marissa Mayer: If I'm not mistake, next Monday, March ...