Cesar Chavez asked that strikers remain non-violent even though farm owners and their supporters sometimes used violence.
- Cesar Chavez çiftlik sahipleri ve onların destekçileri bazen şiddet kullansalar bile greve katılanların sessiz kalmalarını istedi.
I'm not a big supporter of the radio.
- Radyonun büyük bir destekçisi değilim.
I'm fed up with always backing you up.
- Sürekli seni desteklemekten bıktım.
You're backing the wrong horse.
- Sen yanlış atı destekliyorsun.
He has a wealthy supporter behind him.
- Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
I made believe that I supported him.
- Onu desteklediğime inandırdım.
Tom stayed to back me up.
- Tom beni desteklemek için kaldı.
Tom seconded the motion.
- Tom hareketi destekledi.
I was aided by a dear friend.
- Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
We aided him in his business.
- Onu kendi işinde destekledik.
I am in favour of your proposal.
- Ben önerini destekliyorum.
I support the proposal.
- Ben öneriyi destekliyorum.
Dan needed money and sought financial relief from his father.
- Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.
I am in favour of your proposal.
- Ben önerini destekliyorum.
Millions of dollars have been spent trying to shore up the company.
- Şirketi desteklemeye çalışırken milyonlarca dolar harcandı.
John used to stand by me whenever I was in trouble.
- John, başım derde girdiğinde bana destek olurdu.
Ken always stands up for his mom when his parents quarrel.
- Ken ebeveynleri tartıştığında her zaman annesini destekler.
I took it for granted that he would stand by me.
- Bana destek olacağına garanti gözüyle bakıyordum.
I stand by that commitment.
- O vaadi destekliyorum.
Cesar Chavez asked that strikers remain non-violent even though farm owners and their supporters sometimes used violence.
- Cesar Chavez çiftlik sahipleri ve onların destekçileri bazen şiddet kullansalar bile greve katılanların sessiz kalmalarını istedi.
Your father's friends aren't his only supporters.
- Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
The lone police officer called for backup.
- Yalnız polis memuru destek istedi.
You're using that dictionary as a crutch. You don't really need it.
- O sözlüğü bir destek olarak kullanıyorsun. Gerçekten ona ihtiyacın yok.
The author states his opinion supporting it with academic research.
- Yazar düşüncesini onu akademik araştırma ile destekleyerek belirtiyor.
When we think of the traditional roles of men and women in society, we think of husbands supporting the family, and wives taking care of the house and children.
- Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.
All his friends backed his plan.
- Bütün arkadaşları onun planını destekledi.
I want to thank my friends and family for supporting me.
- Beni destekledikleri için arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum.
Sami is a pillar of his church in Toronto.
- Sami, Toronto'daki kilisesinin önemli bir destekçisidir.