tamam%21

listen to the pronunciation of tamam%21
Türkçe - Türkçe

tamam%21 teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

TAMAM
(Osmanlı Dönemi) Ne eksik ne fazla
TAMAM
(Osmanlı Dönemi) Tam, eksiksiz, noksansız
TAMAM
(Osmanlı Dönemi) Münasib, uygun
TAMAM
(Osmanlı Dönemi) Bitme, bitirme, son, nihayet
tamam
Yanlış ve yalan olmayan, doğru
tamam
Taşıtların yola koyulabileceğini anlatır
tamam
Evet, peki, olur!
tamam
Beğenilmeyen bir iş veya öneri karşısında söylenir
tamam
Bütün, tüm
tamam
Tamamlanmış, bitmiş
tamam
Eksiksiz
tamam
Tamamlanmış, bitmiş: "Haydi Abbas, vakit tamam / Akşam diyordun işte oldu akşam."- C. S. Tarancı
tamam olmak
Sona ermek, tamamlanmak
Türkçe - İngilizce

tamam%21 teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

tamam
okay

My studies are going okay. - Benim çalışmalar tamam olacak.

It's okay to look, but it's rude to stare. - Görünmek için tamam ama bakmak için kaba.

tamam
yes

Yes, you're quite right. - Evet, sen tamamen haklısın.

Yesterday, we finished constructing the new stage. - Dün yeni aşama inşaatını tamamladık.

Tamam
OK
tamam
ready

We're not totally ready yet. - Biz henüz tamamen hazır değiliz.

Please be ready in about half an hour, okay? - Lütfen yaklaşık yarım saat içinde hazır ol, tamam mı?

tamam
allright
tamam
(Argo) okey-dokey
tamam
the whole

On the whole I agree with you. - Sana tamamen katılıyorum.

The patrol cars cover the whole of the area. - Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.

tamam
(Bilgisayar) finish

Have you finished the papers? - Belgeleri tamamladın mı?

They finished eighty miles' journey. - Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.

tamam
over

He was covered all over with paint. - O tamamen boyayla kaplanmıştı.

I wish this was all over. - Keşke bu tamamen bitse.

tamam
right

Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back. - Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.

It must bother you to have taken a bad master. I'm stupid too. So, it's all right. - Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı. Ben de aptalım. Öyleyse, tamam.

tamam
intact
tamam
done!

Wait a minute, my laundry is done, I'll go hang out the washing. - Bir dakika bekle, benim çamaşır tamam, çamaşırı asmaya gideceğim.

I think our work here is done. - Sanırım buradaki işimiz tamam.

tamam
very well then
tamam
all right

I am quite all right now. - Ben şimdi tamamen iyiyim.

I think it's all right now. - Sanırım o şimdi tamam.

tamam
(Konuşma Dili) deal

OK, we've got a deal. - Tamam, bir anlaşmamız var.

tamam
exact

That's exactly what I expected to happen. - Bu tamamen olmasını beklediğim şey.

You and Tom are exactly the same. - Sen ve Tom tamamen aynısınız.

tamam
ok, ok
tamam
roger that
tamam
to a tee
tamam
(Argo) good-oh
tamam
(deyim) it's all right

It must bother you to have taken a bad master. I'm stupid too. So, it's all right. - Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı. Ben de aptalım. Öyleyse, tamam.

It's all right, Tom. Everything's all right now. - Tamam Tom. Şu anda her şey yolunda.

tamam
well

His family are all very well. - Onun ailesi tamamen çok iyidir.

Tom can understand perfectly well. - Tom tamamen iyi bir şekilde anlayabiliyor.

tamam
well and good
tamam
full

I was fully alive to the danger. - Ben tamamen tehlikenin farkındaydım.

Tom is fully aware of the problem. - Tom tamamen problemin farkında.

tamam
(Bilgisayar) fixed
tamam olmak
to be completed
tamam olmak
over
tamam olmak
be over
tamam olmak
be completed
tamam olmak
end
tamam olmak
completed
tamam!
there
tamam!
very good!
tamam! komutu
(Askeri) on
tamam
gross
tamam mı
okay
tamam
complete, not lacking in any part
tamam
O.K

I'll hide and you find me. O.K.? - Saklanacağım ve sen beni bulacaksın. Tamam mı?

tamam
mature
tamam
fully; for all of, for a whole: Tamam on gün sürdü. It went on all of ten days
tamam
yeah

Oh yeah, I totally agree. - Oh evet, ben tamamen katılıyorum.

Yeah, show us your t... ranslations... - Tamam, bize çevirilerini göster.

tamam
precisely
tamam
finished

Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer. - Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.

Have you finished the papers? - Belgeleri tamamladın mı?

tamam
that's all right
tamam
complete

All is completed with this. - Hepsi bununla tamamlandı.

He was completely absorbed in his work. - Tamamen işine dalmıştı.

tamam
O.K.!/All right!/Very well!
tamam
rightoh
tamam
all (of the), the whole (of the): Binanın tamamı yandı. The whole building burned down
tamam
exactly

You and Tom are exactly the same. - Sen ve Tom tamamen aynısınız.

You're exactly right, Tom. - Tamamen haklısın, Tom.

tamam
alright

Alright, mom, I get it! - Tamam, anne, bunu anlıyorum!

Alright, see you then. - Tamam, görüşürüz o zaman.

tamam
righto
tamam
roger
tamam
correct, free of mistakes: Hesaplarınız tamam. Your arithmetic is correct
tamam
it's a deal
tamam
complete, ready; finished, over; correct, right; the whole; All right!, Okay!, OK!, Done!
tamam
according to Hoyle
tamam
ready; complete; finished
tamam
used to express displeasure sarcastically: Tamam, bir bu eksikti! Great! This is all I need!
tamam
agreed
tamam canım
all right honey
tamam canım
yes my dear
tamam canım
all right love
tamam etmek
1. to complete, finish, terminate. 2. (Konuşma Dili) to kill; to bump (someone) off
tamam gelmek
to be just right for, suit (someone) to a T
tamam nolmuş?
(Konuşma Dili) what then?
tamam nolmuş?
(Konuşma Dili) aye what then
tamam olarak
maturely
tamam olmak
to end, to be over
tamam olmak
1. to be ready; to be finished. 2. to end, come to an end
tamam olmama
incompletion
tamam yardımı
(Bilgisayar) help for ok
tamam, efendim
very good, sir!
tamam-değiştir
(Bilgisayar) ok-changeit
goldie tamam
(Askeri) goldie lock
belge tamam
(Bilgisayar) document done
bu iş tamam
that takes care of that
dilbilgisi tamam
(Bilgisayar) gram completed
ifadesi tamam olmak
slang to be finished, be all washed up
kârını tamam etmek
colloq . to murder, kill
kısmen tamam
(Bilgisayar) partial ok
makine tamam
(Askeri) finished with engine
vakit tamam
time is up
vakit tamam
time's up
şimdi tamam
aha