İngilizcede normal cümle yapısı özne - yüklem - nesne /tümleçtir.
- In English, the usual sentence structure is Subject - Verb - Object/Complement.
Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.
- The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing.
Konuyu değiştirmeye çalıştım.
- I tried to change the subject.
Matematik iyi bir konudur.
- Mathematics is a good subject.
Matematik onun en iyi dersidir.
- Mathematics is his best subject.
Lisede birçok konuda ders alıyoruz.
- We study many subjects in high school.
Tarih onun ana branşı değil.
- History is not his major subject.
Esas branş olarak hangi konuyu seçtin?
- What subject do you major in?
Güçlü bir adam yolsuzluğa tabi olamaz.
- A man of strong will is not subject to corruption.
Her şey doğanın kurallarına tabidir.
- Everything is subject to the laws of nature.
Tom, tam bir vücut aramasına maruz bırakıldı.
- Tom was subjected to a full body search.
İnsan embesil olmaya maruz kalan tek hayvandır.
- Man is the only animal subject to becoming an imbecile.
Kral, vatandaşları üzerinde hüküm sürer.
- The king rules over his subjects.
Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.
- The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing.
İngilizce bir SVO dilidir, çünkü özne önce gelir, ardından fiil ve daha sonra nesne gelir.
- English is an SVO language because the subject comes first, followed by the verb and then the object.
Her şey tabiat kanunlarına tabidir.
- Everything is subject to the laws of nature.
Güçlü bir adam yolsuzluğa tabi olamaz.
- A man of strong will is not subject to corruption.
İnsan embesil olmaya maruz kalan tek hayvandır.
- Man is the only animal subject to becoming an imbecile.
Ezbere öğrenme sınavları geçmenizde fayda sağlayabilir ama konuyu gerçekten anlayacağınızın teminatı değildir.
- Rote learning might help you to pass exams, but it's no guarantee that you'll really understand the subject matter.
Biz Japonya anayasasına bağlıyız.
- We are subject to the Constitution of Japan.
Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
- I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
Matematik ve İngilizce benim en sevdiğim konulardır.
- Math and English were my favorite subjects.
Bütün konular içerisinde en çok İngilizceyi severim.
- I like English best of all subjects.
The Roman Empire ruled many subject territories.
Her favorite subject is physics.
I am a British subject.
“In the sentence ‘The mouse is eaten by the cat in the kitchen.’, ‘The mouse’ is the subject, ‘the cat’ being the agent.”.
In the sentence That house seems haunted!, 'that house' is the subject and 'haunted' is the subject complement (in this case an adjective).
The divorce court was overturned when it rendered a criminal conviction against a party, because it lacked the subject matter jurisdiction to hear a criminal case.
... every subject, we discuss every question, we look at every kind of evidence, we focus ...
... Lastly, on the subject of economic opportunity, ...