Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.
- The central nervous system consists of four organs.
Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
- We dissected a frog to examine its internal organs.
Kuruluşumuzu güçlendirmeliyiz.
- We must beef up our organization.
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- He is playing an important role in our organization.
Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
- Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
O bu organizasyonun bir üyesidir.
- She's a member of this organization.
Tom bu örgütün bir üyesidir.
- Tom is a member of this organization.
WHO, Dünya Sağlık Örgütü anlamına gelir.
- WHO stands for World Health Organization.
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
- That organization depends on voluntary contributions.
Organizasyon hakkında bir şey duydunuz mu?
- Have you heard anything about the organization?
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- She is playing an important role in our organization.
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- He is playing an important role in our organization.
Bakteriler mikroskobik organizmalardır.
- Bacteria are microscopic organisms.
Hastalık, organizmanızı zayıf düşürdü.
- The sickness has weakened your organism.
Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
- The small company was taken over by a large organization.
Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
- That organization depends on voluntary contributions.
Organizasyon başarısız oldu.
- The organization failed.
Biz çok tertipli değiliz, değil mi?
- We aren't very organized, are we?
Tom çok tertipli değildi.
- Tom wasn't very organized.
Tom oldukça düzenli, değil mi?
- Tom is quite organized, isn't he?
Tom genellikle oldukça düzenli.
- Tom is usually quite organized.
Organik gıda yemek maliyetine değer mi?
- Is eating organic food worth what it costs?
Tom sadece organik gıda yer.
- Tom only eats organic food.
Tom CDlerini bir sanatçıyla organize etti.
- Tom organized his CDs by artist.
Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.
- Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan.
Konuşmacı ders notlarını düzenledi.
- The speaker organized his lecture notes.
O toplantıyı kim düzenledi?
- Who organized that meeting?
Uzaydan görülebilen Great Barrier Reef, canlı organizmalar tarafından yapılan dünyadaki en büyük yapıdır.
- Visible from space, the Great Barrier Reef is the largest structure on Earth made by living organisms.
Kamuoyunun örgütlü suça olan hayranlığı çok rahatsız edicidir.
- The public's fascination with organized crime is very disturbing.
Wearing a motorcycle helmet is optional in Pennsylvania, but that's no reason for Ben Roethlisberger to go out and practise his organ donor technique.
Georgie Fame plays all types of keyboards including electric piano, organ, and Hammond organ.
According to a recent survey by Jupiter Research, 80 percent of Web users get information from organic search results.
Most types of German field divisions include an organic reconnaissance battalion, and the remainder have strong reconnaissance companies.
The organization of the book is as follows.
Your work desk is so neat and tidy - I've never met someone so organized before!.
She's a member of this organization.
- O bu organizasyonun bir üyesidir.
I've been a member of this organization for five years. Oh wait, no. Six.
- Ben beş yıldır bu organizasyonun bir üyesiyim. Oh bekle, hayır. Altı.
Have you heard anything about the organization?
- Organizasyon hakkında bir şey duydunuz mu?
This organization was founded one hundred and eleven years ago.
- Bu organizasyon yüz on bir yıl önce kuruldu.
Tom Skeleton was shaking and trembling in every limb.
- Tom Skeleton'un her organı sallanıyordu ve titriyordu.
What is the largest organ in the human body? The answer may surprise you.
- İnsan vücudundaki en büyük organ nedir? Cevap sizi şaşırtabilir.
The skin is the largest organ of the body.
- Deri, vücudun en büyük organıdır.
Tom got a transplant.
- Tom organ nakli oldu.
Tom underwent an organ transplant surgery.
- Tom'a organ nakli ameliyatı yapıldı.
... - ( "Charge" plays on organ ) - GOT ANY REQUESTS? ...