Tom ve Mary ayrı ayrı geldi.
- Tom and Mary arrived separately.
Üç yıl önce buraya ayrı ayrı taşındık.
- We moved here separately three years ago.
Koltuk minderi ayrı olarak satılır.
- Seat cushions are sold separately.
Sorun ondan ayrı olarak tartışılmalı.
- This question must be discussed separately from that one.
Doğru ile yanlışı ayırmak her zaman kolay değildir.
- It is not always easy to separate right from wrong.
Çöpü ayırmak önemlidir.
- It's important to separate the rubbish.
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
- Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.
Bu ayrı bir tedavi için yeterince önemli.
- This is important enough for separate treatment.
Kırk yıllık evliliklerinin ardından ayrılmak istiyorlar.
- They want to separate after 40 years of marriage.
Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.
- Tom asked me how long my parents had been married before they separated.
Biz ayrılmak istemiyoruz.
- We don't want to be separated.
Britanya kanalla kıtadan ayrılmaktadır.
- Britain is separated from the Continent by the Channel.
Yalnızlık ile izole edilmeyi birbirine karıştırmamak gerek. Bunlar iki farklı şey.
- We shouldn't confuse solitude with isolation. They are two separate things.
Bir kelime başka dilden ödünç alındığı zaman, sık sık aynı anlama sahip olarak başlar; ancak her iki dilde de sürekli kullanımı ile, şimdi ayrı kelimeler farklı çağrışımları artırabilir.
- When a word is borrowed from another language, it frequently begins by having the same meaning; but with continued use in both languages, the now separate words may accrete disparate connotations.
Öğretmen bizi iki gruba ayırdı.
- Our teacher separated us into two groups.
Guangdong'u Guangxi'den ne ayırıyor?
- What separates Guangdong from Guangxi?
Sami ve Leyla çoktan ayrılmıştı.
- Sami and Layla had already separated.
Fransa İtalya'dan, Alplerle ayrılmıştır.
- France is separated from Italy by the Alps.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
- We must separate politics from religion.
Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır.
- The English Channel separates England and France.
Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur.
- The individual stars in a constellation may appear to be very close to each other, but in fact they can be separated by huge distances in space and have no real connection to each other at all.
Separate the articles from the headings.
I try to keep my personal life separate from work.
... And we can treat the human face completely separately ...