Onlar fabrikalarda çalıştılar.
- They labored in the factories.
Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.
- They labored over the budget for the fiscal year 1997.
Sanayi ülkeleri birçok nitelikli işgücüne ihtiyaç duyarlar.
- Industrial countries require a lot of skilled labor.
Ben, bir gün laboratuvarda çalışmak istiyorum.
- I wish to work in the laboratory some day.
Düşünce olmadan öğrenme emek kaybıdır.
- Learning without thought is labor lost.
Bu makine emekten tasarruf etmemizi sağlıyor.
- This machine saves us a lot of labor.
Birkaç saatlik doğum sancısından sonra, güzel sağlıklı bir bebek doğurdu.
- After several hours of labor, she delivered a lovely healthy baby.
Kırık test tüpleri, kırık deney şişeleri - Laboratuvarda dikkatsiz öğrencilerin çalışması.
- Broken test tubes, cracked beakers - the work of careless students in the laboratory.
İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.
- The laborers are murmuring against their working conditions.
Şirket kâr payını arttırmak için ucuz iş gücü kullanıyor.
- This company uses cheap labor to increase its profit margins.
Bu iş yoğun iş gücü gerektirmektedir.
- This task is labor-intensive.
Kayaları patlatan işçiler gördük.
- We saw laborers blasting rocks.
Bir işçi sendikası düzenleyecekler.
- They will organize a labor union.
İşçilik maliyetlerini azaltmamız gerekiyor.
- We need to reduce labor costs.
Belirtilen fiyat işçilik ücretini içermez.
- The stated price does not include labor charges.
Jim bedensel çalışmadan korkuyordu.
- Jim was afraid of physical labor.
O labaratuarda çalışır.
- He works in the laboratory.
At the end of the marathon, her labored breathing told us she was exhausted.
so I set myself to enlarge my cave, and work farther into the earth; for it was a loose sandy rock, which yielded easily to the labour I bestowed on it.