Sentence mixing is funny.
- Cümle karıştırmak eğlencelidir.
Don't mix ammonia and bleach together.
- Amonyak ve çamaşır suyunu birlikte karıştırma.
If you don't stir the rice, it will burn.
- Pilavı karıştırmazsan onu yakarsın.
Don't forget to stir the stew.
- Güveci karıştırmayı unutma.
We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.
- Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var.
Combine all the ingredients in the mixing bowl.
- Karıştırma kabında tüm malzemeyi birleştirin.
There is danger of confusion between them.
- Aralarında karıştırma tehlikesi var.
I don't want people messing with my stuff.
- İnsanların malzememi karıştırmasını istemiyorum.
I don't want to stir things up.
- Ben işleri karıştırmak istemiyorum.
Sentence mixing is funny.
- Cümle karıştırmak eğlencelidir.
It's dangerous to mix these substances.
- Bu maddeleri karıştırmak tehlikelidir.
I didn't want to confuse people.
- İnsanların kafalarını karıştırmak istemedim.
The last thing I want to do is butt in.
- Yapmak istediğim son şey karışmaktır.
Don't interfere with my work.
- Benim işime karışmayın.
Bob told Jane not to interfere in his personal affairs.
- Bob Jane'e onun kişisel işlerine karışmamasını söyledi.
They did not wish to become embroiled in the dispute.
- Onlar münakaşaya karışmak istemediler.
Don't meddle in other people's affairs.
- Diğer insanların işine karışmayın.
He has no right to meddle in our family's problems.
- Onun bizim ailenin sorunlarına karışma hakkı yoktur.
Is this patronizing or meddling in someone else's business?
- Bu başka birinin işinde patronluk taslamak ya da karışma mıdır?
I don't have any intention of meddling into your affairs.
- Benim senin işlerine karışmak gibi bir niyetim yok.
I often confuse Spanish vowels.
- İspanyolcadaki sesli harfleri sık sık karıştırıyorum.
I didn't mean to involve you.
- Seni karıştırmak istemedim.
I didn't want to involve Tom.
- Tom'u karıştırmak istemiyordum.