I solved every exercise in less than half an hour.
 - Bütün alıştırmaları yarım saatten kısa bir sürede çözdüm.
The teacher corrects our exercises.
 - Bizim alıştırmaları öğretmen düzeltir.
Practice makes perfect.
 - Alıştırma mükemmel yapar.
Learning a second language requires a lot of practice.
 - İkinci bir dil öğrenmek birçok alıştırma gerektirir.
He was in the habit of taking a walk before breakfast.
 - Onun kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.
I am in the habit of taking a walk every day.
 - Her gün yürümeye alışkınım.
You could save money by buying in bulk.
 - Toptan alışveriş yaparak para tasarrufu yapabilirsin.
I went to the department store with a view to buying a present.
 - Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.
His new book met with a favorable reception.
 - Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.
Tom waited a while to let his eyes adjust to the darkness.
 - Tom gözlerini karanlığa alıştırmak için bir süre bekledi.
It'll take some time to get used to wearing a wig.
 - Peruk takmaya alışmak biraz zaman alacak.
It'll take some time to get used to living here.
 - Burada yaşamaya alışmak biraz zaman alacak.