alıştırmalar

listen to the pronunciation of alıştırmalar
Türkçe - İngilizce
Exercises
alış
{i} receiving
alış
{i} taking

I just can't get used to taking orders from Tom. - Sadece Tom'dan emirler almaya alışamam.

I am in the habit of taking a shower in the morning. - Sabah duş almaya alışkınım.

alış
{i} buying

You could save money by buying in bulk. - Toptan alışveriş yaparak para tasarrufu yapabilirsin.

I went to the department store with a view to buying a present. - Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.

alış
{i} reception

His new book met with a favorable reception. - Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.

alıştırma
{i} training
alıştırma
{i} exercise

The teacher corrects our exercises. - Bizim alıştırmaları öğretmen düzeltir.

I am helping my sister to do her math exercises. - Matematik alıştırmaları için kız kardeşime yardım ediyorum.

alıştırma
{i} practice

Learning a second language requires a lot of practice. - İkinci bir dil öğrenmek birçok alıştırma gerektirir.

Practice makes perfect. - Alıştırma mükemmel yapar.

alış
(Bilgisayar) receive
alış
(Ticaret) purchasing
alış
(Ticaret) bid
alış
(Ticaret) procurement
alıştırma
fit
alıştırma
(Otomotiv) running in
alıştırma
(Jeoloji) bedding
alış
got used to
alış
gotten used to
alış
get used

It'll take some time to get used to wearing a wig. - Peruk takmaya alışmak biraz zaman alacak.

You'll soon get used to the climate here. - Yakında buradaki iklime alışırsın.

alıştırma
lapping
alıştırma
habituation
alıştırma
shakedown
alış
taking, receiving
alış
taking; receiving; purchase, buying
alış
purchase, buying
alış
we buy
alıştırma
breaking something in
alıştırma
exercise, drill; practice; training
alıştırma
breaking in
alıştırma
familiarization
alıştırma
{i} drill
alıştırma
green run
alıştırma
{i} readjustment
kompozisyon ve alıştırmalar
composition and exercises
alıştırmalar