O okulunu çok seviyor.
- She likes her school a lot.
Lütfen okul kurallarına uyun.
- Please follow the school rules.
Yeni okul binasının gelecek yıl bahara bitmiş olması bekleniyor.
- The new school building is expected to be completed by spring next year.
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
Tom az önce hukuk fakültesinden mezun oldu.
- Tom has just graduated from law school.
Bir işletme fakültesine gitmek istiyorum.
- I would like to go to a business school.
Okulda İngilizce öğretmek istiyordu.
- He wanted to teach English at school.
Tom lisede öğretmek için nitelikli değil.
- Tom isn't qualified to teach high school.
Burası, onun öğretmenlik yaptığı okul.
- This is the school where she is teaching.
Babam, bir lisede İngilizce öğretiyor.
- My father teaches English at a high school.
Tom'un ebeveynleri onu özel okula göndermek için çok çalıştı.
- Tom's parents worked hard to send him to private school.
Tom'u yatılı okula göndermek sana her ay ne kadara mal oluyordu?
- How much was it costing you per month to send Tom to boarding school?
Bir okulda yüksek motivasyona sahip öğrencilerle ders vermek istiyorum.
- I'd like to teach in a school with highly-motivated students.
Kızım lisede ders vermek istiyor.
- My daughter wants to teach in high school.
Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.
- Our boat followed a school of fish.
Okul kütüphanemizin bir sürü kitabı var.
- Our school library has many books.
Nisanda bir sürü okul etkinliklerimiz var.
- In April we have a lot of school events.
Bizim güzel bir okul kütüphanemiz var.
- We have a nice school library.
Mary güzel bir elbise giyerek okulda ortaya çıktı.
- Mary showed up at school wearing a nice dress.
O eli ağzının üzerinde okul kızlarının yapma tarzına güldü.
- She laughed the way schoolgirls do, with her hand over her mouth.
Tom Mary'nin okuldaki davranma tarzını görmezlikten gelmeye devam etmeyi reddetti.
- Tom refused to continue to ignore the way Mary was behaving at school.
Okula giderken Tom ile karşılaştım.
- I met Tom on my way to school.
Okula gidiyoruz çünkü öğrenmek istiyoruz.
- We go to school because we want to learn.
İlkokul öğretmenlerimi özlüyorum.
- I miss my elementary school teachers.
Ben ilkokuldan beri Fransız keklerini severim.
- I've loved French cakes since elementary school.
Cuma gecesi lisede bir dans olacak.
- There will be a dance Friday night at the high school.
Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.
- I can not hear that song without thinking of my high school days.
O ilkokulun güçlü bir futbol takımı var.
- That primary school has a strong soccer team.
Bu problem, ilkokul çocuklarının çözmeleri için çok zordur.
- This problem is too difficult for primary school children to solve.
Ben ilkokuldayken bir pilot olmayı hayal ederdim.
- When I was in primary school, I dreamt of becoming a pilot.
Bu problem, ilkokul çocuklarının çözmeleri için çok zordur.
- This problem is too difficult for primary school children to solve.
Okul zilinin çaldığını duydum.
- I heard the school bell ring.
Hazır ol. Okul otobüsü birkaç dakika içinde burada olacak.
- Get ready. The school bus will be here in a few minutes.
Bir okul otobüsü var mı?
- Is there a school bus?
Okul karnesi hakkında endişeli görünüyordu.
- She looked worried about her school report.
Öğrenciler raporlarını okul yılının sonunda teslim etmeliler.
- Students are supposed to turn in reports at the end of the school year.
Yeni okul yılı Japonya'da nisan ayında başlar.
- The new school year begins in April in Japan.
O çok kızgındı ve okul müdürüyle konuşmaya gitti.
- She was very mad and went to talk with the school manager.
Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
- I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
- I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.
- The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?
- What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?
Tom taksici olmadan önce okul servisinde şoförlük yapıyordu.
- Tom was a school bus driver before he became a taxi driver.
She took care to school her expression, not giving away any of her feelings.
We are enrolled in the same university, but I attend the School of Economics and my brother is in the School of Music.
Harvard University is a famous American postsecondary school.
The divers encountered a huge school of mackerel.
I'll see you after school.
This time I'm gonna school you..
These economists belong to the monetarist school.
school bus yellow colour:.
I was the only unicyclist in my English class, but it turned out there was another in my school class, and two more due to come in with next year's class.
Jamey has to go to bed at 9:00 on school nights, but on Friday and Saturday he gets to stay up as late as he wants.
Did Vietnam's school of hard knocks teach Americans to do peacemaking and state building right?.
He did not belong to the school of thought that believed Jackson Pollock to be much of an artist.
Alumni of prestigious schools fondly wear their school ties as a badge of honor.
School uniforms for boys may include a school tie, jacket, cap and a pair of formal trousers.
He's no school-age child; he's in college now.
school-band member.
... that were still in school. She said, I can't be here until 7 or 8 o'clock ...
... what as soon as i graduated from high school graduated very young when i was ...