According to the weather forecast, it will snow tomorrow.
- Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.
Look at that mountain which is covered with snow.
- Karlarla örtülü şu dağa bak.
Let's agree to share in the profits.
- Karı paylaşmada anlaşalım.
Tom had a share in the profits.
- Tom'un kar payı vardı.
It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
- Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
Karakorum is the early capital city of Mongolia.
- Karakurum, Moğolistan'ın ilk başkentidir.
Podgorica is the capital of Montenegro.
- Podgorica, Karadağ'ın başkentidir.
They tried very hard to gain an advantage over one another.
- Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
A small gain is better than a great loss.
- Zararın neresinden dönersek kârdır.
He ran to catch up to his brother.
- Erkek kardeşine yetişmek için koştu.
My wife catches colds easily.
- Karım çok çabuk soğuk kapar.
In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you.
- Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.
What does Tom get in return for all the work he's done?
- Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
This bacteria is resistant to every available antibiotic.
- Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
The bus service won't be available until the snow has melted.
- Kar eriyinceye kadar otobüs servisi mevcut olmayacak.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
- Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
Mary likes watermelons more than melons.
- Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.
My sister likes melons and so do I.
- Kız kardeşim kavun sever ve ben de.
The government decided to impose a special tax on very high incomes.
- Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
Air is a mixture of various gases.
- Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
You can't mix oil and water.
- Yağ ve suyu karıştıramazsın.
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
- O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.
You must not yield to temptation.
- Günaha karşı boyun eğmemelisin.
This car dealership has very thin profit margins.
- Bu araba bayiliğinin çok ince kar marjları var.
This product brought us a large margin.
- Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.
A group of people started off in snow boots.
- Bir grup insan kar botlarıyla yola koyuldular.
Tom's boots sank into the deep snow.
- Tom'un botları derin kara battı.
His wife now had to take care of his grandfather, not to mention their two children.
- İki çocuğu şöyle dursun, karısı şimdi onun büyük babasına bakmak zorundaydı.
Lucy's mother told her to take care of her younger sister.
- Lucy'nin annesi, ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.
Our train was delayed on account of the heavy snow.
- Bizim tren yoğun kar nedeniyle ertelendi.
Try to take account of everything before you make a decision.
- Karar vermeden önce her şeyi hesaba katmaya çalış.
The bank has raised its dividend by 20%.
- Banka, kar payını % 20 oranında yükseltti.
He bought himself a snowmobile.
- O kendine bir kar arabası satın aldı.
Tom's snowmobile is broken.
- Tom'un kar arabası kırık.
My grandfather has snowy white hair.
- Büyükbabamın kar beyazı saçı var.
She arrived at school on time in spite of the snowstorm.
- Kar fırtınasına rağmen o, okula zamanında vardı.
We couldn't go out because of the snowstorm.
- Kar fırtınası yüzünden dışarı çıkamadık.
Tom and Mary were trapped by a blizzard.
- Tom ve Mary bir kar fırtınası tarafından kapana kısıldılar.
We'll never find Tom in this blizzard.
- Bu kar fırtınasında Tom'u asla bulamayacağız.
Every snowflake is unique.
- Her kar taneciği benzersizdir.
The first snowplows were drawn by horses.
- İlk kar temizleme aracı atlar tarafından çekildi.
The snowplow cleared the snow from the street.
- Kar temizleme aracı caddeden karı temizledi.
He claimed his share of the profits.
- Kar payını talep etti.
Tom had a share in the profits.
- Tom'un kar payı vardı.
He has done this for profit.
- O, kar etmek için bunu yaptı.
It'll stop snowing sooner or later.
- Er ya da geç kar yağışı duracak.
Will it start snowing at noon or later?
- Öğleyin mi yoksa daha sonra mı kar yağışı başlayacak?
She made a paper snowflake.
- O, kağıttan bir iri kar tanesi yaptı.
No two snowflakes are exactly alike.
- İki kar tanesi tam olarak benzer değildir.
The heavy snowfall prevented our train from leaving on time.
- Yoğun kar yağışı trenimizin zamanında kalkmasını önledi.
This is the heaviest snowfall we have ever had.
- Bu şu ana kadar gördüğümüz en yoğun kar yağışı.
It stopped snowing an hour ago.
- Bir saat önce kar yağışı durdu.
It began to snow heavily as I got off the train.
- Ben trenden inerken yoğun kar yağışı başladı.