İnsanlara öğretmek için hayvanları kullanırım.
 - I use animals to instruct people.
Bu kitap hem ilginç hem de öğretici.
 - This book is both interesting and instructive.
Hikaye hem ilginç hem de öğretici.
 - The story is at once interesting and instructive.
Tom'da iyi bir eğitmen.
 - Tom is also a good instructor.
Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.
 - You may as well know that I am a strict instructor.
Bir bambu bisikletin nasıl yapıldığıma dair yönergeler aldık.
 - We received instructions on how to make a bamboo basket.
Bütün yönergeleri izleyin.
 - Follow all instructions.
Bu kitap hem ilginç hem de öğretici.
 - This book is both interesting and instructive.
Bu kitap sadece ilginç değil, aynı zamanda öğreticidir.
 - This book is not only interesting but also instructive.
Tom Mary'nin talimatlarını izledi.
 - Tom followed Mary's instructions.
O stajyerlere talimatları verdi fakat onlar talimatlarla ilgili karar veremediler.
 - He gave instructions to the trainees, but they couldn't make heads or tails of them.
Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
 - The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
 - You can't go wrong if you read the instructions carefully.
Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
 - Instructional videos are a key component of many online courses.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
 - The children didn't seem to understand the instructions.
İsrail'de İngilizce eğitim seviyesi çok düşük.
 - The level of English instruction in Israel is very low.
Eğitimci öğleden sonraları talimatlar verdi.
 - The trainer gave instructions in the afternoons.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
 - You can't go wrong if you read the instructions carefully.
O stajyerlere talimatları verdi fakat onlar talimatlarla ilgili karar veremediler.
 - He gave instructions to the trainees, but they couldn't make heads or tails of them.
Bütün yönergeleri izleyin.
 - Follow all instructions.
Ben yönergeleri izlemedim.
 - I didn't follow instructions.
Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
 - Instructional videos are a key component of many online courses.
Bir bilgisayar programı bilgisayara ne yapacağını söyleyen bir talimatlar listesidir.
 - A computer program is a list of instructions that tell the computer what to do.
Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
 - I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
 - The children didn't seem to understand the instructions.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
 - I carried out Tom's instructions.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
 - I carried out Tom's instructions.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
 - The children didn't seem to understand the instructions.
Ben yönergeleri izlemedim.
 - I didn't follow instructions.
Bütün yönergeleri izleyin.
 - Follow all instructions.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
 - I carried out Tom's instructions.
Bir bilgisayar programı bilgisayara ne yapacağını söyleyen bir talimatlar listesidir.
 - A computer program is a list of instructions that tell the computer what to do.
Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
 - I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
Bu kitap ilgi çekicidir,üstelik çok eğitici.
 - This book is interesting and, what is more, very instructive.
Bu eğitici bir kitap.
 - This is an instructive book.
Listen carefully when someone instructs you to assemble.
If my instructions may be your guide.
Instruction will be provided on how to handle difficult customers.
Well, that was an instructive lesson.