Emirliklerin New York'tan Dubai'ye günlük beş uçuşu vardır.
- Emirates has five daily flights from New York to Dubai.
Arap Birleşik Emirlikleri'ne gidecektim.
- I was going to go to the United Arab Emirates.
When the captain commands, the crew must obey.
- Kaptan emir verdiğinde, mürettebat uymalıdır.
Your wish is my command.
- İsteğin benim için emirdir.
You don't give orders here.
- Burada emirler verme.
I have to obey his orders.
- Ben onun emirlerine uymak zorundayım.
I wish I had obeyed his directions.
- Keşke onun emirlerine itaat etseydim.
Please follow the nurse's directions.
- Lütfen hemşirenin emirlerine uyun.
I can't ignore my commanding officer's orders.
- Benim komutanın emirlerini görmezden gelemiyorum.
He testified that the wire-tapping was carried out at the behest of his superiors.
- O, Telefon dinlemesinin üstlerinin emirleri ile yürütüldüğü şeklinde ifade verdi.
To love God and neighbors are the two great commandments.
- Tanrıyı ve komşuları sevmek iki büyük emirdir.
Don't you remember the Ten Commandments?
- On Emir'i hatırlamıyor musun?
This man is my immediate superior.
- Bu adam benim en yakın amirimdir.
This man is my immediate superior.
- Bu adam benim en ilk amirimdir.
The chairman called the meeting to order.
- Başkan emir vermek için toplantıyı aradı.
I never give you any orders.
- Sana asla hiç emir vermek istemiyorum.
My liege is a man of many talents.
- Benim amirim birçok yetenekleri olan bir adam.