Definition von ortadan im Türkisch Englisch wörterbuch
- (Bilgisayar) centered
- (Bilgisayar) center
- ortadan kaldırmak
- annihilate
Bush didn't send troops to annihilate other countries.
- Bush diğer ülkeleri ortadan kaldırmak için askeri birlikleri göndermedi.
- orta
- {s} central
Kazakhstan is one of the developed countries in Central Asia.
- Kazakistan, Orta Asya'daki gelişmiş ülkelerden biridir.
Tom wanted to visit Central America.
- Tom Orta Amerika'yı ziyaret etmek istedi.
- ortadan kaybolmak
- vanish
- orta
- medium
I believe the medium size will fit you better.
- İnanıyorum ki orta beden sana daha iyi uyacak.
I like my steak cooked medium rare.
- Bifteğimi orta pişmiş severim.
- orta
- mean
Tom doesn't have a mean bone in his body.
- Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.
This does not mean that they have nothing in common with other peoples.
- Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez.
- ortadan kaybolmak
- {f} disappear
You have to disappear.
- Ortadan kaybolmak zorundasın.
I just want to disappear.
- Ben sadece ortadan kaybolmak istiyorum.
- orta
- middle
Don't speak in the middle of a lesson.
- Dersin ortasında konuşma.
That place is in the middle of nowhere.
- O yer hiçbir yerin ortasında değildir.
- orta
- mid
That place is in the middle of nowhere.
- O yer hiçbir yerin ortasında değildir.
The middle finger is the longest.
- En uzun parmak orta parmaktır.
- ortadan kaldırmak
- clear away
- ortadan kaldırmak
- take away
- ortadan kaldırmak
- extinguish
- ortadan kaldırmak
- put away
- ortadan kaybolma
- disappear
- ortadan kaldırma
- removal
- ortadan kaldırma
- disposal
- ortadan kaldırma
- effacement
- ortadan kaldırmak
- raze
- ortadan kaldırmak
- abolish
If God really existed, it would be necessary to abolish him.
- Eğer tanrı gerkçekten var olsaydı, onu ortadan kaldırmak gerekli olabilirdi.
- ortadan kaldırmak
- blot out
- ortadan kaldırmak
- suppress
- ortadan kaldırmak
- make away with
- ortadan kaldırmak
- sweep
- ortadan kaldırmak
- kill
- ortadan kaldırmak
- hide from view
- ortadan kaldırmak
- iron out
- ortadan kaldırmak
- (büyü ile) charm away
- ortadan kaldırmak
- remove
Just to remove any doubt, I no longer live with my parents.
- Sadece herhangi bir şüpheyi ortadan kaldırmak için, artık ailemle birlikte yaşıyorum.
- ortadan kaldırmak
- 1. to hide, put (something) out of sight. 2. to eliminate, eradicate, do away with, remove, abolish. 3. slang to kill, rub out, do away with, make away with, put away, remove
- ortadan kaldırmak
- a) to remove, to put away, to clear away b) to wipe sth out c) to kill
- ortadan kaldırmak
- sweep away
- ortadan kaldırmak
- clear off
- ortadan kaldırmak
- do away with
We must make every effort to do away with all discrimination.
- Tüm ayrımcılığı ortadan kaldırmak için her türlü çabayı sarf etmeliyiz.
- ortadan kaldırmak
- put out of sight
- ortadan kaldırılamaz
- insuppressible
- ortadan kalkma
- disappearance
- ortadan kalkmak
- 1. to be done away with; to cease to be. 2. slang to be done away with, be bumped off, be killed. 3. not to be found on the market
- ortadan kalkmak
- a) to be removed b) to be destroyed c) to disappear
- ortadan kalkmış
- as dead as dodo
- ortadan kayboldu
- the bird is flown
- ortadan kaybolmak
- to disappear, to fade away
- ortadan kaybolmak
- dissolve into thin air
- ortadan kaybolmak
- make oneself scarce
- ortadan kaybolmak
- to disappear
- ortadan kaybolmuş
- off the map
- ortadan söylemek
- to make some barbed remarks (about someone within earshot without mentioning that person's name)
- orta
- moderate
Moderate exercise will do you good.
- Orta derecede egzersiz sana iyi gelecektir.
I always drive at a moderate speed.
- Ben her zaman orta hızda araba sürerim.
- Orta
- (Tıp) medius
- orta
- center
The skyscraper is in the center of the city.
- Gökdelen şehrin ortasındadır.
We sat in the center of the room.
- Odanın ortasına oturduk.
- orta
- mediocre
- orta
- {i} midst
He fainted in the midst of his speech.
- Konuşmasının ortasında bayıldı.
America is in the midst of a drug overdose epidemic.
- Amerika aşırı dozda bir ilaç salgınının ortasında.
- ortadan kaldırmak
- dispose
- ortadan kaybolmak
- die out
- orta
- centre point
- orta
- indifferent
- orta
- (Dilbilim) half open
- orta
- counter
- orta
- in-between
- orta
- (Meteoroloji) mediocris
- orta
- cross-ball
- orta
- med
I like my steak cooked medium rare.
- Bifteğimi orta pişmiş severim.
I like my steak medium.
- Bifteğimi orta büyüklükte severim.
- orta
- center point
- orta
- mid-
Hazelnuts are harvested in mid-autumn.
- Fındık sonbaharın ortasında hasat edilir.
She married again in her mid-forties.
- Kırklı yaşların ortalarında tekrar evlendi.
- orta
- normal
His normal position is third baseman.
- Onun normal pozisyonu üçüncü orta saha oyuncusu.
He's just a normal junior high school student, not particularly intelligent.
- O sadece normal bir ortaokul öğrencisidir, özellikle akıllı değildir.
- ortadan kaldırmak
- wipe something out
- ortadan kaldırmak
- stamp out
- ortadan kaldırmak
- pick up
- ortadan kaldırmak
- resolve
- ortadan kaldırmak
- destroy
- ortadan kaldırmak
- get rid of
- ortadan kaldırmak
- work off
- ortadan kaldırmak
- put up
- ortadan kaldırmak
- rule out
- ortadan kaldırmak
- (deyim) keep clear of
- ortadan kalkmak
- disappear
- ortadan kalkmak
- die out
- ortadan kalkmak
- removed
- ortadan kalkmak
- destroyed
- ortadan kaybolmak
- (deyim) duck out
- orta
- medial
- orta
- median
- orta
- midpoint
- orta
- middling
- orta
- average
What is the average height of the players?
- Oyuncuların boy ortalaması nedir?
She earns on average ten pounds a week.
- O, bir haftada ortalama 10 pound kazanır.
- orta
- tolerable
- orta
- fair to middling
- orta
- mezzo
- orta
- intermediate
She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate.
- İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor.
Intermediate and advanced language courses are given in the language being learned.
- Orta ve ileri dil kursları öğretilen dilde verilir.
- orta
- centre
- orta
- fair
- orta
- media
- orta
- centro-
- ortadan kaldırmak
- prescind
- ortadan kaldırmak
- abate
- ortadan kaldırmak
- wipe
- ortadan kaldırmak
- lift
- ortadan kaldırmak
- tuck away
- ortadan kaldırmak
- put sb out of the way
- ortadan kaybolmak
- get out of sight
- ortadan kaybolmak
- fade away
- orta
- the middle
- orta
- ın the middle
- orta
- of medium
- ortadan kaldırmak
- to eliminate
- bürokratik engelleri ortadan kaldırmak
- debureaucratize
- diğer teknik engelleri ortadan kaldırma
- (Hukuk) removal of other technical barriers
- gizlice ortadan kaldırmak
- spirit off
- gizlice ortadan kaldırmak
- spirit away
- orta
- phys. place, locus, field
- orta
- meso
The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
- En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
What makes you think the Middle East is more important than Mesoamerica, for instance?
- Örneğin Orta Doğu'nun Orta Amerika'dan daha önemli olduğunu sana düşündürten şey ne?
- orta
- middle, central (thing)
- orta
- middle, centre; central; average, medium, middle, middling; intermediate; moderate, tolerable; mediocre, indifferent
- orta
- middle, middle part, central part
- orta
- mediate
- orta
- mesne
- orta
- centre [Brit.]
- orta
- intermediate , medium
- orta
- bosom
- orta
- in between
- orta
- mesial
- orta
- passable
- orta
- secondary
I am a teacher in the secondary school.
- Ben ortaokulda bir öğretmenim.
In 1873 he moved to Warsaw with his whole family, and from that time taught German at the Veterinary Institute and at a secondary school.
- 1873 yılında bütün ailesiyle birlikte Varşova'ya taşındı ve o zamandan sonra Veteriner Enstitüsü ve bir ortaokulda Almanca dersi verdi.
- orta
- moderate; average, middling
- orta
- intermediary
- orta
- {i} C
- orta
- centripetal
- orta
- ides
- orta
- midway
- orta
- center,centre
- orta
- inbetween
- ortadan kaybolmak
- {f} recede
- ortadan kaybolmak
- be lost
- ortadan kaybolmak
- clear off
- ortadan kaybolmak
- lam
- ortadan kaybolmak
- {k} make o.s. scarce
- ortadan kaybolmak
- hive off
- ortadan kaybolmak
- {f} cut
- saçımı ortadan ayırın lütfen
- please part my hair in the middle
- sisi ortadan kaldıran aygıt
- defogger
- vücutunu ortadan kaldırmak
- to kill
- yavaş yavaş ortadan kalkmak
- die out