I'd like this fight to end.
- Bu kavgayı bitirmek istiyorum.
The referee blew his whistle to end the match.
- Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.
If I understood you right you want to break up with me!
- Eğer seni doğru anladıysam benimle ilişkiyi bitirmek istiyorsun!
Tom wants to break up with Mary.
- Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istiyor.
She wanted to break up with him.
- O onunla ilişkiyi bitirmek istiyordu.
It was a mistake to break up with you.
- Seninle ilişkiyi bitirmek bir hataydı.
Tom wanted to finish cleaning the house before Mary got home.
- Tom Mary eve gelmeden önce evi temizlemeyi bitirmek istiyordu.
I have to finish cleaning it up.
- Onu temizlemeyi bitirmek zorundayım.
This book is really difficult to finish reading in a week.
- Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
I had no idea you were planning to go to graduate school.
- Okulu bitirmek için gitmeyi planladığına dair hiçbir fikrim yoktu.
Mom’s goal was to graduate college but dad’s goal was mom.
- Annemin amacı üniversiteyi bitirmekti ama babamın amacı annemdi.
We succeeded in finishing the project.
- Projeyi bitirmeyi başardık.
I plan on finishing that in two or three minutes.
- İki ya da üç dakika içerisinde onu bitirmeyi planlıyorum.
The referee blew his whistle to end the match.
- Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.
Because of the typhoon, my parents ended their trip one day early.
- Tayfundan dolayı ebeveynlerim seyahatlarını bir gün erken bitirdiler.
Tom tried to break up the fight.
- Tom kavgayı bitirmeye çalıştı.
Are you through with your breakfast?
- Sabah kahvaltını bitirdin mi?
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
How did you end up living in Tom's basement?
- Tom'un bodrumunda yaşamayı nasıl bitirdin?
I never thought we'd end up like this.
- Sonunda böyle bitireceğimizi asla düşünmedim.
Tom concluded his speech with a proverb.
- Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
This book is really difficult to finish reading in a week.
- Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
Tom will finish serving his sentence next month.
- Tom gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
The ending wasn't a surprise.
- Bitirme bir sürpriz değildi.
The European Union is set up with the aim of ending the frequent and bloody wars between neighbours, which culminated in the Second World War.
- Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşı ile sonuçlanan sık ve kanlı komşu devletler arasındaki savaşları bitirme amacıyla kuruldu.
I finished writing the report.
- Raporu yazmayı bitirdim.
My elder brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.
An emptiness devours my heart.
- Bir boşluk kalbimi yiyip bitirmektedir.