Sami wanted to end his life.
- Sami hayatını bitirmek istedi.
I'd like this fight to end.
- Bu kavgayı bitirmek istiyorum.
Tom wants to break up with Mary.
- Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istiyor.
She wanted to break up with him.
- O onunla ilişkiyi bitirmek istiyordu.
Tom wants to break up with Mary.
- Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istiyor.
It was a mistake to break up with you.
- Seninle ilişkiyi bitirmek bir hataydı.
I didn't have time to finish cleaning the living room.
- Oturma odasını temizlemeyi bitirmek için zamanım yoktu.
I have to finish cleaning it up.
- Onu temizlemeyi bitirmek zorundayım.
This book is really difficult to finish reading in a week.
- Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
Tom is estimating how much money he'll need to finish the house.
- Tom evi bitirmek için ne kadar çok paraya ihtiyacı olacağını hesaplıyor.
Mom’s goal was to graduate college but dad’s goal was mom.
- Annemin amacı üniversiteyi bitirmekti ama babamın amacı annemdi.
I had no idea you were planning to go to graduate school.
- Okulu bitirmek için gitmeyi planladığına dair hiçbir fikrim yoktu.
Why don't you take your time in finishing your paper?
- Kağıdını bitirmede neden acele ediyorsun?
We succeeded in finishing the project.
- Projeyi bitirmeyi başardık.
The referee blew his whistle to end the match.
- Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.
Because of the typhoon, my parents ended their trip one day early.
- Tayfundan dolayı ebeveynlerim seyahatlarını bir gün erken bitirdiler.
Are you through with your breakfast?
- Sabah kahvaltını bitirdin mi?
Having finished breakfast, I hurried to school.
- Kahvaltı bitirdikten sonra aceleyle okula gittim.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
I must finish it before I go out.
- Dışarı çıkmadan önce onu bitirmeliyim.
I never imagined we'd end up like this.
- Böyle bitireceğimizi asla hayal etmedim.
How did you end up living in Tom's basement?
- Tom'un bodrumunda yaşamayı nasıl bitirdin?
Tom concluded his speech with a proverb.
- Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
This book is really difficult to finish reading in a week.
- Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
The European Union is set up with the aim of ending the frequent and bloody wars between neighbours, which culminated in the Second World War.
- Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşı ile sonuçlanan sık ve kanlı komşu devletler arasındaki savaşları bitirme amacıyla kuruldu.
The ending wasn't a surprise.
- Bitirme bir sürpriz değildi.
Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
I've finished typing the report.
- Raporu yazmayı bitirdim.
Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.
An emptiness devours my heart.
- Bir boşluk kalbimi yiyip bitirmektedir.