Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
 - The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.
Bahçe evin arkasında.
 - The garden is behind the house.
Bu, programın gerisinde.
 - It's behind schedule.
Belirlenmiş sürenin on dakika gerisindesin.
 - You are ten minutes behind the appointed time.
Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti.
 - Tom's time behind bars is over.
Saldırıların ardındaki kimdi?
 - Who was behind the attacks?
Tom koltuğunda geriye doğru yaslandı ve ellerini başının arkasına koydu.
 - Tom leaned back in his chair and put his hands behind his head.
Tom arkasında bir ses duydu ve geriye döndü.
 - Tom heard a noise behind him and turned around.
Biri onun şemsiyesini geride bıraktı.
 - Somebody left his umbrella behind.
Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.
 - I tried to stop him, but he left me behind.
Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
 - I heard someone call my name from behind.
Önce Mary yürüdü, ve Tom arkada geldi.
 - Mary walked first, and Tom came behind.
Tom Mary'ye arkadan sarıldı.
 - Tom hugged Mary from behind.
Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
 - I heard someone call my name from behind.
Otobüs tarifenin gerisindeydi.
 - The bus was behind schedule.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
 - Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Tren bugün on dakika geç kaldı.
 - The train is ten minutes behind today.
Tom parmaklıklar ardında birkaç yıl geçirdi.
 - Tom spent a few years behind bars.
Çocuk, kapının arkasına saklandı.
 - The boy hid behind the door.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
 - Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Tom arabanın arkasında Mary'nin yanında çömeldi.
 - Tom crouched down next to Mary behind the car.
Tom parmaklıklar ardında birkaç yıl geçirdi.
 - Tom spent a few years behind bars.
Güneş, bulutların ardında kayboldu.
 - The sun disappeared behind the clouds.
Saat on dakika geri kalmış.
 - The clock is ten minutes behind.
Maria Sharapova, Williams kardeşlerin ardından, üçüncü en başarılı aktif kadın tenis oyuncusudur.
 - Maria Sharapova is the third most successful active women's tennis player, behind the Williams sisters.
Güneş bulutların ardından çıktı.
 - The sun came out from behind the clouds.
Kitaplığın arkasında gizlenmiş gizli bir geçit olduğunu biliyor muydunuz?
 - Did you know there was a secret passage hidden behind the bookcase?
Onun öğrencileri onun arkasından onun hakkında kötü konuşuyor.
 - His students speak bad about him behind his back.
Sanırım Tom sonunda Mary'nin onun arkasından konuştuğunu anlayacak.
 - I imagine that Tom will eventually find out that Mary has been talking behind his back.
Arkanda saklı ne var?
 - What do you have hidden behind your back?
Tom'un arkasında saklı bir şeyi var.
 - Tom has something hidden behind his back.
Tom iki valiz taşıyarak Mary'nin peşinden gitti.
 - Tom followed behind Mary, carrying two suitcases.
Tom Mary'nin peşini bırakmadı.
 - Tom followed behind Mary.
Tom iki valiz taşıyarak Mary'nin peşinden gitti.
 - Tom followed behind Mary, carrying two suitcases.
The republicans are fully behind their candidate.
1880: A roar from ten thousand throats go up,For we've kicked another behind. — The Opening Ball in Comic Australian Verse, ed. G. Lehmann, 1975. Quoted in G. A. Wilkes, A Dictionary of Australian Colloquialisms, second edition, 1985, Sydney University Press, ISBN 0-424-00113-6.
About the center, and a good way behind the rest, Silver and I followed - I tethered by my rope.