He went on trial charged with murdering her wife.
- O, onun eşini öldürmekle suçlandığı için mahkemeye gitti.
You're under arrest for the murder of Tom Jackson.
- Sen Tom Jackson'ı öldürmekten tutuklusun.
The man attacked her with the intention of killing her.
- Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı.
Someone made a threat to kill that politician.
- Birisi o politikacıyı öldürmekle tehdit etti.
One drop of this poison is enough to kill 160 people.
- Bu zehirin bir damlası 160 kişiyi öldürmek için yeterlidir.
The mafia let him in on their plans to knock off a rival gangster.
- Mafya rakip gangsteri öldürmek için kendi planları üzerinde onu içeriye aldı.
The gangsters let him in on their plan to knock off a rival gang leader.
- Gangasterler bir rakip çete liderini öldürmek için planları gereği onun içeri girmesine izin verdiler.
She started to get hungry, so she threw a small stone in the river to kill a fish.
- O acıkmaya başladı, bu yüzden bir balık öldürmek için nehire küçük bir taş attı.
We can't let Tom get away with murdering those four people.
- Tom'un bu dört insanı öldürmekten kurtulmasına izin veremeyiz.
Killing a person's culture is like killing them.
- Bir kişinin kültürünü öldürmek onları öldürmek gibidir.
The man attacked her with the intention of killing her.
- Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı.
I will send my army to take the city and slaughter every single person there.
- Kenti alıp oradaki her bir kişiyi öldürmek için ordumu göndereceğim.
We were told to shoot to kill.
- Öldürmek için ateş etmemiz söylendi.
Tom didn't shoot to kill.
- Tom öldürmek için ateş etmedi.
The gangsters let him in on their plan to knock off a rival gang leader.
- Gangasterler bir rakip çete liderini öldürmek için planları gereği onun içeri girmesine izin verdiler.
Tom told his commanding officer that he wasn't willing to kill anyone.
- Tom komutanına kimseyi öldürmek istemediğini söyledi.
Have you ever thought of killing yourself? No, I'm not a person who would end their own life.
- Kendi kendine birini öldürmeyi hiç düşündün mü? Hayır, ben onların kendi hayatlarını sonlandırmak isteyen biri değilim.
The man attacked her with the intention of killing her.
- Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı.
I'd be unhappy, but I wouldn't kill myself.
- Mutsuz oldum fakat kendimi öldürmedim.
They threatened to kill me so I gave them up my wallet.
- Beni öldürmekle tehdit ettiler bu yüzden cüzdanımı onlara verdim.
Lust awakens the desire to possess. And that awakens the intent to murder.
- Şehvet, sahiplenme arzusunu doğurur. Sahiplenme de öldürme güdüsünü.
Tom tried to murder Mary.
- Tom Mary'yi öldürmeye çalıştı.
A monument has been erected to the memory of the deceased.
- Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi.
The Emperor prayed for the souls of the deceased.
- İmparator ölülerin ruhları için dua etti.
Tom didn't shoot to kill.
- Tom öldürmek için ateş etmedi.
We were told to shoot to kill.
- Öldürmek için ateş etmemiz söylendi.
The patient may pass away at any moment.
- Hasta herhangi bir anda ölebilir.
We won't let you pass away.
- Ölmene izin vermeyeceğiz.
There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
- Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.
- Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.
Anime director Satoshi Kon died of pancreatic cancer on August 24, 2010, shortly before his 47th birthday.
- Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.
My father died of cancer.
- Babam kanserden öldü.
He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased.
- Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti.
A monument has been erected to the memory of the deceased.
- Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi.
If a mouse only has one hole, it will soon perish.
- Bir farenin sadece tek bir deliği varsa, kısa sürede ölür.
All those who take up the sword shall perish by the sword.
- Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.
I hope there'll be no bloodshed.
- Öldürme olmayacığını umuyorum.
I will send my army to take the city and slaughter every single person there.
- Kenti alıp oradaki her bir kişiyi öldürmek için ordumu göndereceğim.
My father died of cancer.
- Babam kanserden öldü.
Dalida died from an overdose of sleeping pills.
- Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
I'd like to strangle him.
- Onu boğarak öldürmek istiyorum.