Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
- You should be careful in choosing friends.
Bir karar vermeden önce seçenekleri titizlikle düşünüp taşınmalıyız.
- We should weigh the options carefully before making a decision.
Bir hediyeyi özenli biçimde seç.
- Choose a present carefully.
Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.
- You must be careful not to make him angry.
Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
- If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
- He seldom gets sick because he is careful about his health.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Giderlerimize dikkat etmek zorundayız.
- We have to be careful with expenses.
Eğer zayıflamak istiyorsan ne yediğine dikkat etmek zorundasın.
- If you want to lose weight, you'll have to be careful about what you eat.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Yolu geçerken dikkat etmelisin.
- You must take care when you cross the road.
Giderlerimize dikkat etmek zorundayız.
- We have to be careful with expenses.
Eğer zayıflamak istiyorsan ne yediğine dikkat etmek zorundasın.
- If you want to lose weight, you'll have to be careful about what you eat.
Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Tom büyük özenle kalktı.
- Tom rose with great care.
Bakım onun görünüşünü on yaş büyük yaptı.
- Care has made her look ten years older.
Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
- The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
İlgilenmek için kendi sorunlarım var.
- I've got my own problems to take care of.
Komşu çocuklarıyla ilgilenmek zorundayım.
- I have to take care of the neighbor kids.
Onun hiçbir kaygısı yok.
- He is free from care.
Birkaç kişi kaygısız.
- Few people are free from cares.
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
Bebekle kim ilgilenecek?
- Who will take care of the baby?
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Oğlunu övdüğümde çok dikkatlice dinledi.
- She listened very carefully when I praised her son.
Dikkatli olmak zorundayım.
- I've got to be careful.
Artık dikkatli olmak zorundayım.
- I have to be careful from now on.
Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
- You should be careful in choosing friends.
Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.
- Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed.
Birisi hastayla ilgilenmeli.
- Somebody must care for the patient.
Benimle ilgilenmene ihtiyacım yok.
- I don't need you to take care of me.
Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.
- We must all take care to preserve our national heritage.
Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
- To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
Hiç kimse onu görmesin diye mektubu dikkatle sakladı.
- She hid the letter carefully so that no one should see it.
Biz bir tek kelime kaçırmamak için dikkatle dinledik.
- We listened carefully in order not to miss a single word.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
- I wonder if you have ever really cared for me.
Tom ve benim kendimize bakabilip bakamayacağımızı merak ediyorum.
- I wonder if Tom and I can take care of ourselves.
O, hasta annesi için endişe ediyor.
- She cares for her sick mother.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Onlar sağlık hizmetleri için bir yasa tasarısı hazırladılar.
- They've written a bill for health care.
O iç tasarımda kariyerine devam etmektedir.
- She is pursuing her career in interior design.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
They made a careful search of the crimescene.
Alas,’ sayde Sir Cadore, ‘now carefull is myne herte that now lyeth dede my cosyn that I beste loved.’.
He was a slow and careful driver.
Young children can learn to care for a pet.
Would you care to dance?.
Care should be taken when holding babies.
I don't care what you think.
dental care.
in care.
Than Feraunte his cosyn had grete care and cryed full lowde .
I don't have a care in the world.
He carefully avoided the subject all evening.
... And worse still, Googlebot has to be careful because if ...
... And also, that careful positioning allows us to keep ...