Freedom is useless unless you use it.
- Onu kullanmadığın sürece özgürlük yararsızdır.
Tom realized it was useless to argue.
- Tom tartışmanın yararsız olduğunu fark etti.
She thinks her job is pointless.
- O, işinin yararsız olduğunu düşünüyor.
We realized it was pointless.
- Bunun yararsız olduğunu fark ettik.
You must not take advantage of her innocence.
- Onun masumiyetinden yararlanmamalısın.
It would be to your advantage to prepare questions in advance.
- Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
I profited from reading this book.
- Bu kitabı okuyarak yarar sağladım.
I hope the interview would be of profit.
- Umarım mülakat yararlı olur.
I think that this material is of benefit to everyone.
- Bu malzemenin herkes için yararlı olduğunu düşünüyorum.
Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
- Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.
We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.
- Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
Their furniture was chosen for utility rather than style.
- Onların mobilyaları, tarz yerine yarar için seçildi.
This site is quite useful.
- Bu site oldukça yararlı.
You had better make use of this opportunity.
- Bu fırsattan yararlansanız iyi olur.
I told you it wasn't pointless.
- Sana bunun yararsız olmadığını söyledim.
What's the point of not eating?
- Yememenin yararı nedir?
This book isn't just interesting, but also useful.
- Bu kitap sadece ilginç değil, aynı zamanda yararlı.
Are you sure this is in Tom's best interest?
- Bunun Tom'un yararına olduğuna emin misin?
Eating fish is good for your health.
- Balık yemek sağlığın için yararlıdır.
Your success will largely depend upon how you will make good use of your opportunity.
- Sizin başarınız büyük ölçüde fırsatınızdan nasıl yararlanacağınıza bağlıdır.
That's not a useful piece of information.
- O, yararlı bir bilgi parçası değil.
This site is quite useful.
- Bu site oldukça yararlı.
Usefulness must be combined with pleasantness.
- Yararlılık keyif ile birleştirilmelidir.
The public convenience should be respected.
- Kamu yararına saygı duyulmalıdır.
I urged Keiko to stop using people for her own convenience.
- Kendi yararı için insanları kullanmayı bırakması için Keiko'ya baskı yaptım.
You had better avail yourself of this opportunity.
- Bu fırsattan yararlansan iyi olur.
Is there any help available?
- İşe yarar bir yardım var mı?