As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.
- Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.
I think you're reading too much into John's relationship with Jane.
- Sanırım John'un Jane ile olan ilişkilerini çok fazla okuyorsun.
Money doesn't always count for much in human relationships.
- Para her zaman insan ilişkilerinde çok önemli sayılmaz.
I don't know anything about their relationship.
- Onların ilişkisi hakkında bir şey bilmiyorum.
Mary has a strong connection with nature.
- Mary'nin doğa ile güçlü bir ilişkisi vardır.
The police arrested a suspect in connection with the robbery.
- Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı.
Mary did not climax when she and Tom had their first sexual intercourse.
- O ve Tom ilk cinsel ilişkilerine girdiğinde Mary orgasm olmadı.
When did you last have sexual intercourse?
- En son ne zaman cinsel ilişkiye girdiniz?
I used to correlate love with sex.
- Eskiden sevgi ile cinselliği ilişkilendirirdim.
No correlation was found.
- Hiçbir ilişki bulunmadı.
William has discovered a correlation between the location of Mayan cities and the position of stars in constellations.
- William Maya kentlerinin konumu ve takımyıldızlarındaki yıldızların konumu arasında bir ilişki keşfetti.
You had dealings with a crook.
- Bir dolandırıcı ile ilişkin vardı.
Tom is respected in the business community because he is always fair and square in his dealings with others.
- Tom, başkaları ile olan ilişkilerinde her zaman adil ve kararlı olduğundan dolayı iş dünyasında itibarlıdır.
It was a one-sided love affair.
- O tek-taraflı bir aşk ilişkisiydi.
He knows a lot about foreign affairs.
- Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.
When did you last have sexual intercourse?
- En son ne zaman cinsel ilişkiye girdiniz?
According to a study conducted by the Parenthood Foundation, the percentage of young people having unprotected sexual intercourse is on the rise.
- Ebeveynlik Vakfı tarafından yapılan bir araştırmaya göre, korunmasız cinsel ilişkiye giren gençlerin yüzdesi artıyor.
Sami has had an incestuous relationship with his daughter.
- Sami'nin kendi kızı ile ensest ilişkisi vardı.
Tom has secretly been contacting Mary.
- Tom Mary ile gizlice ilişki kuruyor.
Mary did not climax when she and Tom had their first sexual intercourse.
- O ve Tom ilk cinsel ilişkilerine girdiğinde Mary orgasm olmadı.
According to a study conducted by the Parenthood Foundation, the percentage of young people having unprotected sexual intercourse is on the rise.
- Ebeveynlik Vakfı tarafından yapılan bir araştırmaya göre, korunmasız cinsel ilişkiye giren gençlerin yüzdesi artıyor.
Tom is respected in the business community because he is always fair and square in his dealings with others.
- Tom, başkaları ile olan ilişkilerinde her zaman adil ve kararlı olduğundan dolayı iş dünyasında itibarlıdır.
Did Tom ever have any dealings with Mary?
- Tom'un Mary ile hiç herhangi bir ilişkisi oldu mu?
Dan began an erratic sexual relationship with his youngest aunt, Linda.
- Dan en genç halası Linda'yla sapkın bir cinsel ilişkiye başladı.
Mary did not bleed in her first sexual intercourse with Tom.
- Mary'nin Tom'la olan ilk cinsel ilişkisinde kanama olmadı.
Would it be better if numbers were completely arbitrary and had no emotional associations?
- Sayılar tamamen rastgele seçilmiş olsa ve duygusal ilişkileri olmasa daha iyi olur mu?
The association between trolls and bridges has a long history which marches on to this day in English pop culture.
- İngiliz popüler kültüründeki trol-köprü ilişkisinin günümüze kadar ulaşan uzun bir tarihi vardır.
Dan began an erratic sexual relationship with his youngest aunt, Linda.
- Dan en genç halası Linda'yla sapkın bir cinsel ilişkiye başladı.
Layla and Sami began a sexual relationship.
- Leyla ve Sami cinsel ilişkiye başladılar.
The dream of world war may be linked to a linear religion.
- Dünya savaşı hayali, doğrusal bir dinle ilişkilendirilebilir.
Would it be better if numbers were completely arbitrary and had no emotional associations?
- Sayılar tamamen rastgele seçilmiş olsa ve duygusal ilişkileri olmasa daha iyi olur mu?
Things are getting worse.
- İlişkiler daha kötü oluyorlar.
Things are getting ugly.
- İlişkiler çirkinleşiyor.
I have no affiliation with your university.
- Senin üniversitenle hiçbir ilişkim yok.
I keep a daily record of my business dealings.
- İş ilişkilerim hakkında günlük kayıt tutarım.
Tom is respected in the business community because he is always fair and square in his dealings with others.
- Tom, başkaları ile olan ilişkilerinde her zaman adil ve kararlı olduğundan dolayı iş dünyasında itibarlıdır.
Social relationships influence conversations.
- Sosyal ilişkiler iletişimi etkiler.
Tom is very busy and doesn't have much time for relationships.
- Tom çok meşgul ve ilişkiler için fazla zamanı yok.
We have a good rapport.
- Bizim iyi bir ilişkimiz var.
What do you have to say with regard to this problem?
- Bu soruna ilişkin ne söylemek zorundasın?
As regards the matter, I know nothing.
- Konuya ilişkin hiçbir şey bilmiyorum.