He had to carry the bag.
- O çantayı taşımak zorunda kaldı.
This box is too bulky to carry.
- Bu kutu taşımak için çok fazla büyüktür.
The baskets they use to transport fruit are made with strips of cane.
- Onların meyve taşımak için kullandıkları sepetler kamış şeritlerinden yapılır.
Sami made arrangements to transport his furniture to Cairo.
- Sami, mobilyalarını Kahire'ye taşımak için düzenlemeler yaptı.
This letter bears a foreign stamp.
- Bu mektup bir yabancı damgası taşımaktadır.
She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties.
- O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,
Tom's wallet was a bit the worse for wear, and Mary said he should get a new one.
- Tom'un cüzdanı taşımak için biraz daha kötüydü. Mary yeni bir tane alması gerektiğini söyledi.
This place isn't convenient for public transportation.
- Bu yer, toplu taşıma araçları için uygun değildir.
The public transportation system runs like clockwork.
- Toplu taşıma sistemi saat gibi çalışır.
The car has three rows of seats and is capable of carrying eight passengers.
- Arabanın üç sıra koltuğu vardır ve sekiz yolcu taşıma kapasitesine sahiptir.
I need help carrying them.
- Onları taşımak için yardıma ihtiyacım var.
This place isn't convenient to public transportation.
- Bu yer toplu taşıma için uygun değildir.
A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.
- Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.
She bears an uncanny resemblance to Marilyn Monroe.
- O, Marilyn Monroe'ya acayip bir benzerlik taşımaktadır.
Americans have the right to bear arms.
- Amerikalılar silah taşıma hakkına sahiptir.
The pipe conveys water from the lake to the factory.
- Boru, gölden fabrikaya su taşır.
Buses, trains and planes convey passengers.
- Otobüs, tren ve uçaklar yolcu taşırlar.
The family moved from their native Germany to Chicago around the year 1830.
- Yaklaşık 1830 yılında, aile anayurdu Almanya'dan Şikago'ya taşındı.
Yuriko is planning to move into the furniture business.
- Yuriko, mobilya işine taşınmayı planlıyor.
Tom wants to move to Boston.
- Tom Boston'a taşınmak istiyor.
Tom said that he wanted to move to Boston.
- Tom Boston'a taşınmak istediğini söyledi.
I helped carry those bags.
- Şu çantaları taşımaya yardım ettim.
You must carry the task through to the end.
- Sonuna kadar görevi taşımalısın.
Will you help me move this desk?
- Bu masayı taşımama yardım eder misin?
Tom can't help move the piano because he has a bad back.
- Tom sırtı ağrıdığı için piyanoyu taşımaya yardım edemiyor.
Icebreakers are used to carry cargo and break ice.
- Buzkıranlar kargo taşımak ve buz kırmak için kullanılır.
She was carrying the baby on her back.
- Bebeği sırtında taşıyordu.
He was carrying an umbrella under his arm.
- O, kolunun altında bir şemsiye taşıyordu.
The office has been transferred up to the sixth floor.
- Ofis altıncı kata taşındı.
He transferred his office to Osaka.
- Ofisini Osaka'ya taşıdı.
The office has been transferred up to the sixth floor.
- Ofis altıncı kata taşındı.
He transferred his office to Osaka.
- Ofisini Osaka'ya taşıdı.
He helped me to carry the bag.
- Çantayı taşımam için bana yardımcı oldu.
She is carrying a backpack on her back.
- O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.
How much is the freight on this box?
- Bu kutuda taşıma ücreti ne kadar?
They disputed about whose turn it was to take the trash out.
- Onlar çöpü dışarıya taşımak için kimin sırası olduğu hakkında tartıştılar.
How many people did it take to move the piano?
- Piyanoyu taşımak kaç kişi gerektirdi?
A samurai in the Edo era carried two swords.
- Edo Döneminde bir samuray iki kılıç taşıdı.
What is learned in the cradle is carried to the tomb.
- Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.
Tom offered to ferry us across the river in his boat.
- Tom bizi botuyla nehrin karşı tarafına taşımayı önerdi.
A ferry carrying hundreds of high school students sank in South Korea.
- Yüzlerce lise öğrencisini taşıyan bir feribot Güney Kore'de battı.
Handling dynamite can be dangerous.
- Dinamit taşıma tehlikeli olabilir.
How much is the handling charge?
- Taşıma ücreti ne kadar.