kaplamak

listen to the pronunciation of kaplamak
Türkisch - Englisch
coat
cover

I need old newspapers to cover the walls. - Duvarları kaplamak için eski gazetelere ihtiyacım var.

Water covers about 70% of the earth. - Su, yeryüzünün yaklaşık %70'ini kaplamaktadır.

clothe
suffuse
crown
overran
be beset by
(Dilbilim) cast over
pack
(Havacılık) cover to
fold
pave
bespread
encompass
cap
clad
bush
pervade
interpenetrate
shroud
drape
surround
fill
upholster
becloud
spread
film
incase
daub
envelope
comprise
surface
take up
cake
encase
include
(duvar kâğıdı) hang
line
revet
shield
overwhelm
sheathe
bestrew
(zar vb.) film
infest
film over
sheet
(koltuk) upholster
overspread
to cover, encase
carpet

This carpet is big enough to cover the whole floor. - Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.

(uçak) fair
take
to plate; to coat; to veneer
veneer
face
to cover, to cake; to coat; (metal) to plate; to face; to surround; to include, to comprise; to veneer; (diş) to crown; to envelop; to fill, to pervade; to take up
smother in
plate
fleece
to spread over, envelop
(lastik teker) recap
smother with
canopy
encrust
(kitap) back
to cover, cover completely
envelop
case
overgrow
kaplama
plating

The police vehicle's armor plating saved the lives of its occupants. - Polis aracının zırh kaplaması apartman sakinlerinin hayatlarını kurtardı.

kaplama
{i} coating
kaplama
{i} covering
kaplamak kitap
back
kâğıt kaplamak
paper
kadmiyum kaplamak
cadmium plate
kalay folyo ile kaplamak
tin foil
kamışla kaplamak
(çatı) thatch
karelerle kaplamak
check
karla kaplamak
snow
karoyla kaplamak
to tile
kâğıt kaplamak
to paper, cover with paper
kâğıt kaplamak
to wallpaper, to paper
kaplama
coat
kapla
occupy
kösele ile kaplamak
leather
içini kaplamak
invade
kaplama
overlap
kaplama
{i} facing
kaplama
fairing
kaplama
{i} sheath
kürk ile kaplamak
fur
keçe ile kaplamak
felt
duvar kâğıdı kaplamak
paper
kaplama
(İnşaat) cladding
kaplama
planks
kaplama
(Askeri) strake
kaplama
revetement
kaplama
lagging
kaplama
lathwork
kaplama
membrane
kaplama
(Gıda) glazing
kaplama
covered

After the Arab Spring came the winter, but the snow hasn't covered the ruins. - Arap Baharından sonra kış geldi ama kar harabeleri kaplamadı.

kaplama
(Diş Hekimliği) crown
kaplama
overrun
kaplama
(Diş Hekimliği) cap
kaplama
sheeting
kaplama
(Gıda) clothing
kaplama
(Diş Hekimliği) crowning
kaplama
crowned
kaplama
upholstery
kaplama
mantle
kaplama
plug
kaplama
(Gıda) encapsulation
kaplama
dressing
kaplama
liner
kaplama
(Bilgisayar) over coat
kaplama
cover

This carpet is big enough to cover the whole floor. - Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.

Water covers about 70% of the earth. - Su, yeryüzünün yaklaşık %70'ini kaplamaktadır.

kaplama
leaching
kaplama
lathing
kaplama
encasement
kaplama
coated
kaplama
(Otomotiv) retreading
kaplama
infestation
kaplama
{i} lining
krom kaplamak
chromium-plate
metal kaplamak
metal-coat
nikel kaplamak
nickel-plate
tahta kaplamak
boarding
kapla
{f} drape

The buildings were draped with snow. - Binalar karla kaplanmıştı.

kapla
{f} veneer
kapla
{f} galvanizing
kapla
{f} overlay
kapla
{f} plate
kapla
{f} enveloping
kapla
overrun
kapla
{f} coat

The plane was coated with dust. - Uçak toz ile kaplanmıştı.

Have you ever coated a wall with lime? - Hiç bir duvarı kireçle kapladın mı?

kapla
{f} veneering
kapla
lay over
kapla
daub
kapla
{f} coating
kapla
{f} plating

The police vehicle's armor plating saved the lives of its occupants. - Polis aracının zırh kaplaması apartman sakinlerinin hayatlarını kurtardı.

kapla
overran
kapla
suffuse
kapla
{f} wreathed
kaplama
revetment
kaplama
layover
kaplama
surfacing
kaplama
suffusion
kaplama
sheathing
kaplama
pervasion
kaplama
plate
kaplama
{i} veneer
kaplama
{i} enveloping
Kaplama
overcast
dış kaplamak
outside line
kapla
line
kaplama
casing
altın kaplamak
to gold-plate, to gild
altın kaplamak
plate
alüminyum kaplamak
to aluminium-coat
arduvaz kaplamak
slate
asfalt kaplamak
to asphalt
asfalt kaplamak
asphalt
astar kaplamak/ koymak
to line (a garment)
bakır kaplamak
copper
bakırla kaplamak
to copper
betonla kaplamak
concrete
betonla kaplamak
to concrete
bulutla kaplamak
cloud over
bulutla kaplamak
overcast
buzla kaplamak
ice
demir kaplamak
ironize
demir kaplamak
iron
duvar kağıdı kaplamak
wallpaper
duvar kâğıdı ile kaplamak
wallpaper
duvar kâğıdıyla kaplamak
to wallpaper, to paper
ekose deseni ile kaplamak
chequer
elektrolizle kaplamak
electroplate
galvanizle kaplamak
to galvanize
gümüş kaplamak
silver plate
gümüş kaplamak
silver
gümüş kaplamak
plate
gümüş kaplamak
to silver-plate, to silver
gümüşle kaplamak
to silver
hartama kaplamak
to shingle
hasırla kaplamak
cane
her yeri kaplamak
(bitki) run riot
ince bir tabaka ile kaplamak
film
jöle ile kaplamak
glaze
kapla
pack
kapla
overcloud
kapla
encase
kapla
quicksilver
kapla
overlaid

He overlaid the walls on the inside with gold. - İç duvarları altınla kapladı.

kapla
coated

The plane was coated with dust. - Uçak toz ile kaplanmıştı.

Is it true that you coated the wall with clay? - Duvarı kille kapladığın doğru mu?

kapla
{f} envelope
kapla
encrust
kaplama
plated
kaplama
coat; plate
kaplama
(Denizcilik) planking, planks
kaplama
(bitki) overgrowth
kaplama
(act of) covering or coating
kaplama
cowl
kaplama
encrustation
kaplama
covering one side of a quilt with a sheet
kaplama
overlay
kaplama
dent. crown
kaplama
covering, coating; plating; coat, plate; (diş) crowning; veneer; planking, planks; covered; coated; plated; crowned
kaplama
covered; coated; plated
kaplama
pavement
kaplama
plating; coating
kaplama
(uçak) fairing
kaplama
incrustation
kaplama
skin
kaplama
veneering
kaplama
casement
kaplama
panelling
kaplama
covert
kereste ile kaplamak
timber
Türkisch - Türkisch
Bastırmak
Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanan tablalara yapıştırmak
Yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak
Çepeçevre sarmak
Bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek
Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak
Duygular için doldurmak
Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almak
Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek
Her yanını örtmek, istila etmek. Çepeçevre sarmak: "Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar."- S. F. Abasıyanık
Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek: "Dudaklarının üstünü kaplayan muntazam kesilmiş sert ve koyu siyah bıyıkları..."- A. Ş. Hisar
Doldurmak
Her yanını örtmek, istilâ etmek
örtmek
(Osmanlı Dönemi) BAST
(Osmanlı Dönemi) HAYK
tutmak
kuşatmak
kaplama
Mobilyacılıkta kullanılan çok ince ağaç levha
kaplama
ince ağaç levha
kaplama
Bir şeyin dışına süsleme veya koruma amacıyla geçirilen başka maddeden kat: "Her pencereyi, her kaplamayı tanıyordum artık."- S. F. Abasıyanık. Üstü herhangi bir başka maddeyle kaplanmış olan
kaplama
Denizcilikte, postaların üzerine boyuna kaplanan, teknenin su geçirmezliğini sağlayan saç veya tahtalar
kaplama
Kalınlığı 5 mm den az, ince ağaç levha
kaplama
Kaplamak işi
kaplama
Postaların üzerine boyuna kaplanan saç veya tahtalar
kaplama
Bir şeyin dışına süsleme veya koruma amacıyla geçirilen başka maddeden kat
kaplama
Üstü herhangi bir başka maddeyle kaplanmış olan
kaplamak
Favoriten