They decided to leave extra food behind.
- Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.
I tried to stop him, but he left me behind.
- Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.
The police held the crowd back.
- Polis kalabalığı geride tuttu.
The police held the angry crowd back.
- Polis öfkeli kalabalığı geride tuttu.
What time will you be back?
- Ne zaman geri döneceksin?
He left Japan never to come back.
- O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.
I put the rest of your clothes in the laundry.
- Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.
- Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
Tom always looks in the rearview mirror before he backs up.
- Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.
Tom started the car and put it in reverse.
- Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.
Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
- Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
He's behind the times in his methods.
- O metotlarında zamanın gerisindedir.
I don't want to fall behind my class.
- Dersimden geride kalmak istemiyorum.
Tom is back in his office.
- Tom ofisine geri döndü.
I will be back in two week's time.
- İki haftalık süre içinde geri döneceğim.
Tom bends over backwards to please Mary.
- Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
The dog walked backward.
- Köpek geriye doğru yürüdü.
Tom is walking backwards.
- Tom geriye doğru yürüyor.
Why is it easier to park the car backwards than forwards?
- Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
In hindsight, this was a mistake.
- Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.
This watch is ten minutes slow.
- Bu saat on dakika geridir.
As my watch was slow, I missed the special express.
- Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.
I think everyone looks back on their childhood with some regret.
- Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.
She will return within an hour.
- O bir saat içinde geri dönecektir.
I want to leave behind contributions to humanity.
- İnsanlık için katkıları geride bırakmak istiyorum.