geride

listen to the pronunciation of geride
Türkçe - İngilizce
behind

This is why Tatoeba is multilingual. But not that kind of multilingual. Not the kind where languages are simply being paired up together, and where some pairs are left behind. - Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.

Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access. - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

abaft
astern
down
back

The police held the angry crowd back. - Polis öfkeli kalabalığı geride tuttu.

To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back. - Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.

at the back
lagging behind
geri
back

He came back before eight. - Sekizden önce geri döndü.

What time will you be back? - Ne zaman geri döneceksin?

geride bırakmak
walk away
geride bırakmak
set back
geride bırakmak
surpass
geride bırakmak
pass
geride bırakmak
overtake
geride bırakmak
outstrip
geride kalma
left behind
geride bırakmak
to leave behind; to pass; to surpass
geride bırakmak
have the drop on
geride bırakmak
a) to leave behind, to pass b) to overtake c) to surpass, to outdistance d) (yarışta) to outstrip
geride bırakmak (yarışta)
(Spor) outdistance
geride bırakılan teçhizat
(Askeri) remain-behind equipment
geride inşa etme
setback
geride kalan
straggly
geride kalan
straggler
geride kalan
surviving
geride kalan
fallen astern
geride kalan
(Kanun) in arrears
geride kalan atlar
ruck
geride kalan girdap
(Havacılık) cast off vortex
geride kalmak
1. to be behind. 2. to lag. 3. to remain, be left (behind)
geride kalmak
drop behind
geride kalmak
fall astern
geride kalmak
drop back
geride kalmak
be posterior to
geride kalmak
drag behind
geride kalmak
keep back
geride olan
hind
geri
{i} rest

Do you want the rest of my sandwich? - Benim sandviçin geri kalanını istiyor musunuz?

Please, remember those words for the rest of your life. - Lütfen hayatınızın geriye kalanı için bu kelimeleri hatırlayın.

geri
rear

Tom always looks in the rearview mirror before he backs up. - Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.

geri
{s} reverse

Tom started the car and put it in reverse. - Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.

geride bırakmak
{f} outpace
geri
behind

I tried to stop him, but he left me behind. - Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.

The bus was behind schedule. - Otobüs tarifenin gerisindeydi.

geride kalmak
{f} drag
geri
background
geri
remainder
geri
(Bilgisayar) prev
geri
aft
geri
(Bilgisayar) previous
geri
(Bilgisayar) back space
geri
lag
geri
undeveloped
geri
imbecile
geri
(Bilgisayar) back to
geri
provincial
geri
with-
geri
arrears
geri
stupid
geri
(Bilgisayar) bksp
geri
reclaim
geri
(Bilgisayar) backspace
geride bırakmak
outdistance
geride kalmak
fall behind

I don't want to fall behind my class. - Dersimden geride kalmak istemiyorum.

geri
reclaimed
geri
to back
geri
restored to
geri
back in

I will be back in two week's time. - İki haftalık süre içinde geri döneceğim.

Tom told Mary to put the hammer back into the toolbox when she was finished using it. - Tom Mary'ye kullanmayı bitirdiğinde çekici alet çantasına geri bırakmasını söyledi.

geri
back from
geride kalan
residua
geri
the rest, remaining part, remainder, what's left
geri
slow (timepiece)
geri
the past
geri
backward

The actress fell backward over the stage. - Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.

The dog walked backward. - Köpek geriye doğru yürüdü.

geri
reversing
geri
backwards

Tom is walking backwards. - Tom geriye doğru yürüyor.

Tom stumbled backwards. - Tom geriye tökezledi.

geri
backward, behind in time or progress, behindhand
geri
retarded, backward
geri
outcome, result
geri
back, rear, reverse; rest, remainder; back, hind; backward, undeveloped; (saat, vb.) slow; stupid, half-witted, imbecile; back, backward(s)
geri
re
geri
posterior
geri
back, backward, to the rear
geri
retro
geri
hind

In hindsight, this was a mistake. - Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.

geri
slow

The clock is ten minutes slow. - Saat on dakika geri kalmış.

That was because my watch was five minutes slow. - Sebebi saatimin beş dakika geri kalmasıydı.

geri
aback
geri
rearward
geri
Back up!/Back!
geri
anus (of an animal)
geri
back, back side, rear, the space behind
geri
with

She will be back within a week. - O bir hafta içinde geri dönecek.

In the end, the Germans were forced to withdraw. - Sonunda, Almanlar geri çekilmeye zorlandı.

geri
pull away
geride bırakmak
shoot ahead of
geride bırakmak
leave astern
geride bırakmak
{f} distance
geride bırakmak
leave behind

I want to leave behind contributions to humanity. - İnsanlık için katkıları geride bırakmak istiyorum.

geride kalan
{i} survivor
İngilizce - İngilizce

geride teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Geri
A diminutive of the female given name Geraldine, also used as a formal given name
geri
Kick
Türkçe - Türkçe

geride teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

geri
Benzerlerine ayak uydurup ilerleyememiş, gelişememiş
Geri
(Osmanlı Dönemi) BAZPES
Geride kalan
(Osmanlı Dönemi) MUHALLEF
geri
Bir şeyin sona kalan bölümü
geri
Keçi kılından yapılmış büyük çadır
geri
Bundan başkası
geri
Aptal, anlayışsız
geri
Araba üzerine gerilerek kenarları arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman veya tahıl doldurulan büyük kıl çuval
geri
Geriye doğru
geri
Geçmiş, mazi: "Artık geride özleyeceğim hiçbir şey yok."- S. F. Abasıyanık
geri
Eksik gösteren
geri
Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art, alt taraf, ileri karşıtı: "Amerikan barın gerisinden işaret eden barmen seslendi."- N. Cumalı
geri
Araba üzerine gerilerek içine saman veya tahıl doldurulmuş büyük kıl çuval
geri
Büyük çuval
geri
Geçmiş, mazi
geri
Geri dön, geri git!
geri
Geriye doğru: "Bağına, bahçene, suyuna, toprağına veda ederek geri gidiyorum."- F. R. Atay
geri
Son, sonuç
geri
Boşaltım organının dışı
geri
Eksik gösteren (saat)
geri
Hayvanda boşaltım organının dışı
geri
Bundan başkası: "Kaşla göz, gerisi söz."- Atasözü
geri
Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü; art, alt taraf, ileri karşıtı
geride