The opening statement went smoothly.
- Açılış konuşması düzgünce gitti.
Mary smoothed down her skirt.
- Meryem eteğini düzeltti.
She wore a plain blue dress.
- O, düz mavi bir elbise giydi.
I'm just a plain office worker.
- Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.
I want to go straight.
- Ben düz gitmek istiyorum.
Also Felicja has blonde straight hair.
- Ayrıca Felicja'nın da sarı düz saçları var.
He gave me a flat answer.
- O bana düz bir cevap verdi.
Its surface was as flat as a mirror.
- Onun yüzeyi bir ayna kadar düzdü.
It is rather sad to see people who can't even use their mother tongue correctly.
- Kendi anadilini bile doğru düzgün kullanamayan insanları görmek çok üzücü.
Her birthday party will be held tomorrow evening.
- Onun doğum günü partisi yarın akşam düzenlenilecek.
This year too there are many regular concerts for amateur musicians being held.
- Bu yıl da, amatör müzisyenler için düzenlenen çok sayıda düzenli konserler var.
There is no regular boat service to the island.
- Adaya düzenli bir tekne servisi yoktur.
You must put these mistakes right.
- Bu hataları düzeltmelisin.
Cheer up! Everything will soon be all right.
- Neşelen! Her şey yakında düzene girecek.
Have you checked the oil level recently?
- Son zamanlarda yağ düzeyini kontrol ettin mi?
Her acting is on the level of a professional.
- Onun oyunculuğu profesyonel düzeydedir.
Go straight on, and you will find the store.
- Düz gidin ve mağazayı bulacaksınız.
The plane rose sharply before leveling off as it left the coast.
- Uçak sahilden ayrılırken düz uçuşa geçmeden önce hızla yükseldi.
Geometry is based on points, lines and planes.
- Geometri noktalar, çizgiler ve düzlemlere dayalıdır.
The toilet doesn't flush properly.
- Tuvaletin sifonu düzgün çalışmıyor.
Form a straight line!
- Düz bir sıra oluşturun.
He set the table with cups, saucers, plates and chargers.
- O, masayı fincanlarla, çay bardağı tabaklarıyla, tabaklarla ve büyük düz tabaklarla donattı.
Where are the plates arranged?
- Plakalar nerede düzenlenmiş?