Definition von çözmek im Türkisch Englisch wörterbuch
- solve
Dick tried to solve the problem, in vain.
- Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
John tried in vain to solve the problem.
- John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.
- untie
- resolve
The office staff worked quickly and efficiently to resolve the problem.
- Ofis çalışanları problemi çözmek için hızlı ve etkili çalıştılar.
It's gonna be difficult to resolve this case.
- Bu davayı çözmek zor olacak.
- disentangle
- release
- work
Tom and Mary worked together to solve the problem.
- Tom ve Mary sorunu çözmek için birlikte çalıştılar.
It's almost impossible to work out this problem.
- Bu sorunu çözmek hemen hemen imkânsız.
- wind down
- (Kimya) abstract
- desolder
- settle up
- unlock
- thaw
- do
- settle
What do you think is the best way to settle this conflict?
- Bu anlaşmazlığı çözmek için en iyi yolun ne olduğunu düşünüyorsunuz?
The countries concerned settled the dispute by peaceful means.
- Ülkeler barışçıl amaçlarla anlaşmazlıkları çözmekle ilgileniyorlardı.
- unlace
- obviate
- unpin
- resolv
The office staff worked quickly and efficiently to resolve the problem.
- Ofis çalışanları problemi çözmek için hızlı ve etkili çalıştılar.
It is impossible to resolve the conflict.
- Bu çatışmayı çözmek imkansız.
- make out
- clear up
- find out
- untangle
- disperse
- (Denizbilim) solubilize
- decode
It's not going to be easy to decode.
- Şifreyi çözmek kolay olmayacak.
- cast loose
- degrade
- unbutton
- detach
- compound
- cipher out
- read
- uncouple
- undo
- ravel
- unbuckle
- unravel
- slack up
- (kangal) uncoil
- to solve (a problem, puzzle, etc.)
- reason
- cut loose
- to unravel, disentangle, undo (a knot)
- unbrace
- loosen
- to untie, unfasten, unbutton
- slack
- puzzle out
- to thaw
- break
- disengage
- figure out
Tom is trying to figure out a way to solve the problem.
- Tom, sorunu çözmek için bir yol bulmaya çalışıyor.
We have to figure out what happened to Tom.
- Tom'a ne olduğunu çözmek zorundayız.
- decipher
- unbind
- to untie, to unfasten, to unbutton, to undo, to unloose;" "to solve, to resolve, to straighten sth out; to unravel, to find out, to penetrate; to detach; to disentangle; (bulmaca, vb.) to work sth out; (şifre) to break; (yumak) to unwind
- defrost
- work out
It's almost impossible to work out this problem.
- Bu sorunu çözmek hemen hemen imkânsız.
- (problem) work out
- unfasten
- straighten
- unrope
- unhitch
- conclude
- unhook
- penetrate
- sort out
- untwist
- free
- reconstruct
- unloosen
- çözmek (problemi/sorunu)
- work out
- çözmek (şifreyi)
- decode
- çözmek (şifreyi)
- crack
- sırrını çözmek
- Demystify
- problemi çözmek
- sort out
- çöz
- untie
I can't untie this knot.
- Bu düğümü çözemiyorum.
Tom held the knife between his teeth as he untied the knot.
- Tom düğümü çözerken bıçağı dişlerinin arasında tuttu.
- şifreyi çözmek
- decode
It's not going to be easy to decode.
- Şifreyi çözmek kolay olmayacak.
- (yumak) çözmek
- unwind
- -i çözmek
- figure out
- bağlarını çözmek
- unlace
- bağı çözmek
- unbind
- bağı çözmek
- unlink
- bağını çözmek
- unbound
- bağını çözmek
- (İnşaat) release
- bir olayı çözmek
- (Argo) dope
- bir sorunu çözmek
- sort something out
- bulmaca çözmek
- solve puzzle
- buzunu çözmek
- defrost
- haber çözmek
- (Askeri) solve
- palamarı çözmek
- take off
- palamarı çözmek
- shove off
- problem çözmek
- solve problem
- sorun çözmek
- solve a problem
- sorun çözmek
- resolve a problem
- sorunu çözmek
- (deyim) cut the gordian knot
- top çözmek
- batch off
- çoğullama çözmek
- (Bilgisayar,Teknik) demultiplex
- çözme
- solve
I'm amazed by the ease with which you solve the problem.
- Ben problemi kolaylıkla çözmene şaşırdım.
The police set out to solve the crime.
- Polis, suçu çözmek için yola çıktı.
- çözme
- solution
The solution of the puzzle required no time.
- Bu bulmacayı çözmek zaman gerektirmedi.
- çözme
- settlement
- çözme
- unwind
- çözme
- (Kimya) dissolve
- çözme
- (Bilgisayar) disconnect
- şifre çözmek
- (Bilgisayar) decryption
- şifre çözmek
- decoding
- şifresini çözmek
- decode
- şifreyi çözmek
- (Askeri) decrypt
- çöz
- unbend
- çöz
- unwrap
- çöz
- untangle
- çöz
- unfasten
- çöz
- resolve
It's time to resolve this question once and for all.
- Bu sorunu kesin olarak çözme zamanı.
I hope that you are able to resolve the situation soon.
- Yakında durumu çözebileceğini umuyorum.
- çöz
- unreel
- çöz
- puzzle out
- çöz
- uncoil
- çöz
- decrypt
I don't have a decryption program.
- Bir şifre çözme programım yok.
- çöz
- {f} unbending
- çöz
- disentangle
- çöz
- {f} untied
Hold on a minute. My shoelaces are untied.
- Bir dakika bekle. Ayakkabı bağlarım çözülmüş.
Tom took off his jacket and untied his bow tie.
- Tom ceketini çıkardı ve papyonunu çözdü.
- çöz
- work out
I'll give you five minutes to work out this problem.
- Bu sorunu çözmen için sana beş dakika vereceğim.
It took me half an hour to work out this problem.
- Bu problemi çözmem yarım saatimi aldı.
- çöz
- desolder
- çöz
- {f} solved
The student has already solved all the problems.
- Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü.
This is how I solved the problem.
- Bu benim problemi nasıl çözdüğümdür.
- çöz
- {f} solving
Try solving the problem.
- Problemi çözmeye çalış.
He succeeded in solving the problem.
- O, sorunu çözmeyi başardı.
- çöz
- solve
This is how I solved the problem.
- Bu benim problemi nasıl çözdüğümdür.
Allen was given a problem that was impossible to solve.
- Allen'e çözülmesi imkânsız bir problem verilmişti.
- çöz
- undid
- çöz
- unravel
As the story advances, the mystery unravels.
- Hikaye ilerledikçe gizem çözülür.
Today, we are going to unravel the mystery of the English subjunctive.
- Bugün, İngilizce dilek kipinin gizemini çözeceğiz.
- çöz
- {f} unfastened
- çöz
- {f} unwrapped
- çöz
- {f} unbent
- çöz
- demodulate
- çözme
- accommodation
- çözme
- release
- çözme
- obviation
- çözme
- demodulation
- (sorun) çözmek
- get out
- ayakkabının bağını çözmek
- unlace, untie the laces
- bir problemi çözmek
- to resolve a problem
- bir problemi çözmek
- to resolve an issue
- bir problemi çözmek
- to solve an issue
- bir problemi çözmek
- to solve a problem
- bir sorunu çözmek
- to solve an issue
- bir sorunu çözmek
- to resolve an issue
- ipotek çözmek
- to release colleteral - "All requests to release collateral must be submitted in writing and subject to approval from Accounting, Claims, Underwriting, and the Special Deputy Liquidator. Once approved, the turnaround time in estimated to be 15-20 working days."
- olayı çözmek
- solve the case
- sorun çözmek
- solve an issue
- sorunu çözmek
- solve the problem
- çöz
- dissolve
Oxygen from the air dissolves in water.
- Havadan gelen oksijen suda çözülür.
Sugar dissolves in hot water.
- Şeker sıcak suda çözülür.
- çöz
- unpack
- çözme
- resolving
Tom had trouble resolving the situation.
- Tom'un durumu çözmede sorunu vardı.
- ayakının bağını çözmek
- 1. to divorce (one's wife). 2. to free (someone) to act
- bağcıklarını çözmek
- unlace
- bağını çözmek
- unlace
- bir şeyi çözmek
- puzzle something out
- blok çözmek
- (Bilgisayar) deblock
- blok çözmek
- unblock
- bulmaca çözmek
- riddle
- bulmacayı çözmek
- puzzle out
- buz çözmek
- deice
- buzları çözmek
- (deyim) break the ice
- buzlarını çözmek
- to defrost
- buzunu çözmek
- de ice
- buzunu çözmek
- unfreeze
- dilini çözmek
- loosen somebody's tongue
- dilini çözmek
- to loosen sb's tongue
- düğmelerini çözmek
- to unbutton
- düğmesini çözmek
- unbutton
- düğüm çözmek
- to untie a knot
- düğüm çözmek
- untie a knot
- düğümü çözmek
- burl
- düğümünü çözmek
- to solve, make clear
- düğümünü çözmek
- solve the mystery of
- düğümünü çözmek
- detangle
- düğümünü çözmek
- to solve the mystery of
- elektrik ile çözmek
- electrolyse
- görüntü çözmek
- (Televizyon) deinterlace
- harama uçkur çözmek
- colloq . to commit adultery
- ipi çözmek
- to sever relations with someone
- ipini çözmek
- unrope
- ipini çözmek
- uncord
- ipotek çözmek
- (Ticaret) release colleteral
- ipotek çözmek
- release collateral
- ipoteğini çözmek
- release
- kod çözmek
- decode
- kod çözmek
- to decode, to decipher
- kriptoyu çözmek
- (Askeri) decrypto
- makaradan çözmek
- reel off
- makaradan çözmek
- unreel
- palamarı çözmek/koparmak
- slang to take off, beat it, make tracks
- payandaları çözmek
- slang to run away, take off, beat it
- rolik çözmek
- (Teknik,Tekstil) reel off
- sargıyı çözmek
- to uncoil
- sırrını çözmek
- riddle
- test çözmek
- do test
- tokasını çözmek
- unbuckle
- uçkur çözmek
- colloq . to have sex with, go to bed with
- uçkur çözmek
- have sex with
- zincirini çözmek
- unchain
- çöz
- puzzleout
- çöz
- decipher
Investigators are trying to decipher what happened.
- Müfettişler ne olduğunu çözmeye çalışıyor.
- çöz
- unsnarl
- çöz
- unloose
- çöz
- decode
It's not going to be easy to decode.
- Şifreyi çözmek kolay olmayacak.
- çöz
- unbind
- çöz
- unlay
- çöz
- disentangled
- çöz
- unmortise
- çöz
- unbound
- çöz
- unhitch
- çöz
- unriddle
- çöz
- unswathe
- çözme
- disengaging
- çözme
- undoing
- çözme
- untying, unfastening
- çözme
- solving
He succeeded in solving the problem.
- O, sorunu çözmeyi başardı.
He tried solving the problem.
- Problemi çözmeyi denedi.
- çözme
- sheeting, a kind of muslin
- çözme
- unraveling, disentangling
- çözme
- untieing
- çözme
- solving (a problem, puzzle, etc.)
- çözme
- working-out
- çözme
- disentanglement