benzerlikler

listen to the pronunciation of benzerlikler
Türkçe - İngilizce
analogies
similarities

I see the similarities. - Benzerlikler görüyorum.

What are some similarities among ethnic groups? - Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?

benzerlik
similarity

I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental. - Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür.

This video is a harmless joke and is in no way meant to insult anyone. Any similarity with real characters or events is coincidental. - Bu video zararsız bir şakadır ve hiçbir şekilde kimseye hakaret etmek anlamına gelmez. Gerçek karakter veya olaylarla olan herhangi bir benzerlik tesadüftür.

benzerlik
resemblance

The resemblance is uncanny. - Benzerlik olağanüstü.

She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties. - O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,

benzer
similar

Modern bridges are similar in shape. - Modern köprüler şekil olarak benzer.

My opinion is similar to yours. - Benim görüşüm seninkine benzer.

benzerlikler göstermek
show similarities
benzerlikler göstermek
share similarities
benzer
{i} like

The twin brothers are as like as two peas. - İkiz erkek kardeşler iki bezelye kadar benzer.

Incidentally, this room doesn't have anything like an air conditioner. All it has is a hand-held paper fan. - Sırası gelmişken, bu odada klimaya benzer bir şey yok. Onun sahip olduğu tek şey elle tutulan kağıt yelpaze.

benzer
{s} same

Those two aren't similar. They're the same. - Bu iki şey benzer değil, onlar aynı!

I don't want you to make the same mistake I made. - Yaptığıma benzer bir yanlışı yapmanı istemiyorum.

benzer
mock
benzer
analogous
benzerlik
parallel
benzerlik
{i} approach
benzerlik
{i} likeness
benzer
counterpart
benzer
closely
benzer
similar, like, resembling, alike, akin (to), analogous (to/with)
benzer
{i} match

Tom and Mary bought matching shirts. - Tom ve Mary benzer gömlekler satın aldılar.

We shall never see her match. - Biz onun benzerini asla görmeyeceğiz.

benzer
{s} allied
benzerlik
uniformity
benzerlik
affinity
benzerlik
identity
benzerlik
similar

Do you see any similarities? - Sen herhangi bir benzerlik görüyor musun?

What are some similarities among ethnic groups? - Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?

benzerlik
similarities

Do you see any similarities? - Sen herhangi bir benzerlik görüyor musun?

There are similarities between the Indonesian and Polish flags. - Endonezya ve Polonya bayrakları arasında benzerlikler vardır.

benzerlik
{i} conformity
benzer
{s} indistinguishable
benzer
stand-in
benzer
look-alike
benzer
much of a muchness
benzer
para-
benzer
congener
benzer
fetch
benzer
as such
benzer
(Havacılık) araloque
benzer
(Bilgisayar) similar to

The potato ricer, similar to the garlic press, is essential to making lefse. - Sarmısak presine benzer, patates presi lefse ,Norveç patates yemeği, yapmak için gereklidir.

My opinion is similar to yours. - Benim görüşüm seninkine benzer.

benzer
in common with
benzer
corresponding
benzer
comparable
benzer
(Kanun) quasi
benzer
homeo-
benzer
akin
benzer
spurious
benzer
(Biyokimya) analog

I see no analogy between your problem and mine. - Problemlerimiz arasında benzerlik görmüyorum.

benzer
alike

Great minds think alike. - Büyük akıllar benzer düşünürler.

Ken and his brother are very much alike. - Ken ve erkek kardeşi birbirine çok benzer.

benzer
uniform
benzer
semblable
benzer
(Matematik) congruent
benzer
analogous with
benzer
of a piece with
benzer
duplicate
benzer
homo-
benzerlik
semblance
benzerlik
same
benzerlik
alikeness
benzerlik
correspondence
benzerlik
(İstatistik) likelihood
benzerlik
analogousness
benzerlik
conformability
benzerlik
selfsameness
benzerlik
approximation
benzer
homo
benzer
parallel
benzer
conformable
benzer
congruent with
benzer
fellow
benzer
look alike

All those flowers look alike. - Bütün bu çiçekler benzer görünüyor.

Tom's children all look alike. - Tom'un çocuklarının hepsi benzer görünüyor.

benzerlik
similitude
benzerlik
analogy

I see no analogy between your problem and mine. - Problemlerimiz arasında benzerlik görmüyorum.

benzerlik
comparison
benzerlik
congruence
benzer
phane
benzer
congeneric
benzer
analagous
benzer
image

They are the spitting image of one another. - Onlar birbirlerinin benzeri.

benzer
homoeo [Brit.]
benzer
homologous
benzer
congenerical
benzer
approximate
benzer
congenerous
benzer
analogue
benzer
kindred
benzer
similar, like, resembling
benzer
correlative
benzer
in common

We have many things in common: hobbies, educational background, and so on. - Bizim ortak çok şeyimiz var: hobiler, öğretim durumu, ve benzeri.

benzer
similar thing
benzer
simulant
benzer
analogical
benzer
vicinal
benzer
of a piece
benzer
cin. stand-in, double
benzer
stand in
benzer
connate
benzer
analogic
benzer
double
benzer
homeo
benzer
suchlike
benzer
congruence
benzer
kin

The kind of jokes you tell are very similar to the kind Tom tells. - Anlattığın fıkraların türü Tom'un anlattığı türe çok benzer.

Each kind of atom has a certain unique number of particles called protons, neutrons, and electrons in it. - Her tür atomun içinde protonlar, nötronlar ve elektronlar denilen belirli benzersiz parçacıkları vardır.

benzer
congruous
benzer
para
benzer
homoeo
benzer
vicinsl
benzerlik
mimicry
benzerlik
parallelism
benzerlik
similarity, resemblance
benzerlik
kinship
benzerlik
propinquity
benzerlik
sameness
benzerlik
community
benzerlik
similarity, resemblance, likeness, similitude, sameness, comparison, affinity, correspondence, analogy, identity
benzerlik
parity
benzerlik
congeniality
Türkçe - Türkçe

benzerlikler teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Benzer
emsal
Benzer
(Osmanlı Dönemi) MÂİL
Benzerlik
paralellik
benzer
Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan (şey), müşabih, mümasil: "Baksana kız, paşaya benzer yerim var mı benim?"- H. Taner
benzer
Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör
benzer
Benzeşim
benzer
Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan (şey), müşabih, mümasil
benzerlik
İki üçgende köşelerinin eşlenmesine göre karşılıklı açıların eş ve karşılıklı kenarların orantısından doğan durum
benzerlik
Benzer olma durumu
benzerlik
Benzer olma durumu: "Türk işleri ile Roma ve Bizans işleri arasında benzerlik bulunamaz."- F. R. Atay. İki üçgende köşelerinin eşlenmesine göre karşılıklı açıların eş ve karşılıklı kenarların orantısından doğan durum