hayvan

listen to the pronunciation of hayvan
Türkçe - İngilizce
(Hukuk) animal

Animals are afraid of fire. - Hayvanlar ateşten korkar.

They saw a strange animal there. - Onlar orada garip bir hayvan gördü.

brute
biped
(Konuşma Dili) disgusting, swinish; rude; crude, uncouth
beast of burden
(Konuşma Dili) disgusting person, swine; unmannerly person, rude *bastard; slob, uncouth *son-of-a-bitch
horse; mount; pack animal
habitat
churl
beast

It was a strange beast. - O tuhaf bir hayvandı.

The lion is king of beasts. - Aslan hayvanların kralıdır.

animal; beast; biped; beast of burden; brute, animal; brute; boorish, rough
lodge
creature
critter
varmint
pest
evcil hayvan
pet

Do you have any pets? - Hiç evcil hayvanın var mı?

They wanted to give Koko a new pet. - Koko'ya yeni bir evcil hayvan vermek istediler.

geviş getiren hayvan
ruminant

Reindeer are herbivores and ruminants. - Ren geyikleri otçul ve geviş getiren hayvanlardır.

Ruminants are a group of mammals. - Geviş getiren hayvanlar bir memeli türüdür.

hayvan yavrusu
young
hayvan alnı
(Hayvan Bilim, Zooloji) frontlet
hayvan ayağı
(Hayvan Bilim, Zooloji) foot
hayvan ağzı
(Hayvan Bilim, Zooloji) maw
hayvan bakımı
animal care
hayvan bakımı
animal breeding
hayvan besleme
animal feeding
hayvan bilimi
animal science
hayvan fobisi
zoophobia
hayvan gibi
brutally
hayvan gibi
huge
hayvan gibi
brute
hayvan gibi
brutishly
hayvan gibi
enormous
hayvan ipi
tether
hayvan kesmek
slaughter
hayvan koruma
animal protection
hayvan kılı
animal hair
hayvan memesi
(Hayvan Bilim, Zooloji) udder
hayvan otlatma
grazing
hayvan sağlığı
animal welfare
hayvan tersi
dreck
hayvan yavrusu
cub
hayvan yavrusu
baby
hayvan yemi
fodder
hayvan yemi
feeding stuff
hayvan ıslahı
animal breeding
hayvan at
animals at
hayvan ağılı
animal pen
hayvan besleme
animal feed
hayvan damı
dam of animal
hayvan gübresi
animal manure
hayvan pisliği
animal droppings
hayvan postu
hides
hayvan vebası
animal plague
hayvan yemi
Fodder, forage
hayvan yemi
provender
hayvan akciğeri
lights
hayvan alım satımı
livestock market
hayvan anatomisi
zootomy
hayvan ayak izi
spoor
hayvan bacağı
animal leg
hayvan bağırsağından yapılmış tel
(çalgı) catgut
hayvan başları ile süslemek
trophy
hayvan belirleme sistemi
(Hukuk) animal identification system
hayvan belleği
animal memory
hayvan besini
animal feed
hayvan besleme
animal breeding
hayvan bilimci
animal scientist
hayvan birimi
animal unit
hayvan burnu
muzzle
hayvan burnu
(Denizbilim) snout
hayvan bıyığı
(Hayvan Bilim, Zooloji) sensory hair
hayvan bıyığı
(Hayvan Bilim, Zooloji) vibrissa
hayvan coğrafyası
zoogeography
hayvan davranışları bilimi
ethology
hayvan derileri
peltry
hayvan derisi
animal skin
hayvan derisi
animal tissue
hayvan doldurma
taxidermy
hayvan dışkısı
droppings
hayvan erkeklik organından yapılan kamçı
pizzle
hayvan evcilleştirici
tamer
hayvan fosili
(Jeoloji,Hayvan Bilim, Zooloji) zoolite
hayvan gibi
bestial
hayvan gibi
a) brutish, brute, bestial b) brutishly, brutally b) enormous, huge, very big/large/great
hayvan gibi
like an animal
hayvan gibi
1. animallike. 2. in an animallike way. 3. swinishly; rudely; crudely, uncouthly
hayvan gibi
swinish
hayvan gibi davranış
beastliness
hayvan gibi tip
yahoo
hayvan gözesi
(Biyoloji) animal cell
hayvan güden kimse
driver
hayvan gütme
drive
hayvan gütme
pastoralism
hayvan gütmek
herd an animal
hayvan hakları
animal rights
hayvan hücresi
zooblast
hayvan hücresi
animal cell

The percentage of lipids in an animal cell is about 8%. - Bir hayvan hücresinde lipidlerin yüzdesi yaklaşık%8'dir.

The animal cell has a greater percentage of proteins than the plant cell. - Hayvan hücresi, bitki hücresinden daha büyük bir protein oranına sahiptir.

hayvan ini
earth
hayvan kafesi
cage for poultry
hayvan kesme
killing
hayvan kimlik sistemi
(Hukuk) animal identification system
hayvan kimyası
zoochemistry
hayvan kliniği
veterinary clinic
hayvan koklaşa koklaşa, insan konuşa konuşa/söyleşe söyleşe
(Atasözü) It's always best to talk with people face to face
hayvan kömürü
(Kimya) bone-black
hayvan kömürü
animal charcoal
hayvan menşeli
animal origin
hayvan mevcudu
livestock
hayvan mevcudu
stock
hayvan midesi
craw
hayvan olma
animalism
hayvan panayırı
cattle fair, stock fair
hayvan pancarı
mangel old
hayvan pancarı
mangel wurzel
hayvan pancarı
mangel
hayvan pasaportu
(Hukuk) animal passport
hayvan pazarı
livestock market
hayvan postu
animal hide
hayvan postu
peltry
hayvan refahı
(Hukuk) animal welfare
hayvan reviri
veterinary dispensary
hayvan satımı
sale of cattle
hayvan sağlığının denetimi yasası
(Hukuk) law on animal health control
hayvan sevgisi
zoolatry
hayvan sürüsü
herd
hayvan sürüsü başına
(Hukuk) per herd
hayvan sırtındaki kurtçuklu şişlik
warble
hayvan terbiyecisi
tamer
hayvan terbiyesi
dressage
hayvan türü
(Hayvan Bilim, Zooloji) animal specy
hayvan uçuşu
animal flight
hayvan vagonu
stock car
hayvan vagonu rail
stockcar
hayvan varlığı
animal existence
hayvan ve bitki hastalıkları
(Hukuk) animal and plant diseases
hayvan ve bitki sağlığı
(Hukuk) veterinary and plant health
hayvan yatağı
bedding
hayvan yağı
animal fat
hayvan yağından yapılan sıvı yağ
oleo oil
hayvan yemeği
pet food
hayvan yemeği
petfood
hayvan yetiştiricisi
cowman
hayvan yetiştiricisi
breeder
hayvan yetiştirme
cattle breeding
hayvan yünü
skin wool
hayvan zekası
animal intelligence
hayvan zinciri
tether
hayvan üremesi
animal reproduction
hayvan üretme çiftliği
ranch
hayvan şeklinde
zoomorphic
hadım edilmiş hayvan
neuter
hadım edilmiş hayvan
gelding
hadım edilmiş hayvan
spade
kedi soyundan hayvan
cat
amfibi hayvan
amphibian
kısırlaştırılmış hayvan
neuter
leş yiyen hayvan
scavenger
otçul hayvan
herbivore
bodur hayvan
scrub
(hayvan) yavru
baby
beslenmek (hayvan)
feed
cins (hayvan için)
strain
cins (hayvan/bitki için)
stock
cinsiyetsiz hayvan
(Biyoloji) neuter
evcil hayvan çiftliği
petting zoo
geyik benzeri hayvan
deer
inat eden (hayvan)
balky
ip (hayvan)
tether
kabuk hayvan
carapace
kedi cinsinden hayvan
feline
keseli (hayvan)
(Hayvan Bilim, Zooloji) marsupial
kesim (hayvan)
(Gıda) slaughtering
melez hayvan
hybrid
melez hayvan/bitki
(Biyoloji) crossbreed
memeli hayvan
mammal
perde (hayvan)
webbed
taban (hayvan)
pad
tembel hayvan
(Hayvan Bilim, Zooloji) bradypus
terbiye etmek (hayvan)
manage
topuk kılları hayvan
fetlock
uyuz hayvan
mangy
yavru hayvan
offspring
yavru {hayvan}
joey
yetiştirmek (hayvan/ekin)
raise
yırtıcı (hayvan)
predatory
yırtıcı hayvan
predatory animal
ürkek (hayvan)
shy
kürklü hayvan
fur
avlanan hayvan miktarı
take
hayvan yemi
animal feed
(hayvan) yavru
young
Hayvan yemi
(Çiftçilik) feedstuff
avlanan hayvan
hunted animals
bilekleri beyaz olan (hayvan)
wrists with white (animal)
büyükbaş hayvan
Cattle
hayvan yemi
animal food
hayvanlar
animals

All horses are animals, but not all animals are horses. - Tüm atlar hayvandır ama tüm hayvanlar at değildir.

Without oxygen, all animals would have disappeared long ago. - Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu.

hayvanlar
anımals
insan ikrarı hayvan yuları ile tutulur
(Atasözü) Careless talk gives show away.Let not your tongue cut your throat
iri erkek hayvan
stag
isırıcı hayvan
nipping animals
kavkısı olan (hayvan)
with shells (animal)
kedigillerden, çakala benzer vahşi bir hayvan
from feline, coyote-like wild animals
küçükbaş hayvan
sheep
kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak
anchored to an angry stamp of animal skins
tembel hayvan
Sloth, bradypus
terliksi hayvan
terliksi animals
vahşi hayvan
wild animals
üstüne binilen hayvan, binek atı
thousand on the animal, saddle horse
basit yapılı hayvan
polype
hayvan yemi
forage
hayvanlar
dumb things
hortum (hayvan)
snout
kalın derili hayvan
pachyderm
kasaplık hayvan kalın bağırsağı
chitterlings
kıyılmış hayvan yemi
chaff
memeli hayvan lökozları
(Veteriner) mammalian leucosis
omurgalı hayvan
vertebrate
sahipsiz hayvan
stray animal; animal which has no owner
tek hücreli hayvan
protozoon
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Canlı şey, insanla beraber her canlı
(Osmanlı Dönemi) Yük kaldıran, araba çeken ve binilen hayvan, beygir, katır v.s
(Osmanlı Dönemi) Mc: Akılsız ve idraksız insan, ahmak. Aslı "Hayevan"dır
(Osmanlı Dönemi) İnsan olmayan idraksiz canlı yaratık
Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık
Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse)
Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık: "İnce ruhlu insanlar gibi Atatürk de hayvanları severdi."- F. R. Atay
At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık
Bir seslenme biçimi
At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık: "Zavallı hayvan bir saattir yüz okkadan fazla bir yükü sürüklüyordu."- Ö. Seyfettin
hayvan bilimci
Hayvan bilimi uzmanı, zoolog
hayvan bilimi
Biyolojinin, hayvanların yapı, görev, davranış ve sınıflandırmaları, yeryüzündeki dağılışlarıyla uğraşan bilim dalı, hayvanlar bilimi, zooloji
hayvan kömürü
Kan ve kemik gibi organik maddelerden yapılıp hekimlikte kullanılan kömür
Hayvan yemi
zahra
Hayvan yemi
sile
Hayvan yemi
(Osmanlı Dönemi) ALEF
Hayvan yemi
ohong
Hayvanlar
hayvanat
Hayvanlar
(Osmanlı Dönemi) BEHİMÂT
hayvanlar
(Osmanlı Dönemi) hayvanât
yırtıcı hayvan
Vahşî hayvan