This room is not suitable for sleeping.
- Bu oda uyumak için uygun değil.
This ship is not fit for an ocean voyage.
- Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
He began to work for that company last year.
- O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
- Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
- Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
Since Chiro is a cat, he doesn't like lychees.
- Chiro bir kedi olduğu için, o liçi sevmez.
As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.
- Ben yüzmeyi iyi bilmediğim için, boyumu aşan yerde yüzmekten sakınırım.
I couldn't get out of my garage because there was a car in the way.
- Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.
My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
My Twitter account is suspended because of spamming.
- Çok kişiye istenmeyen e posta gönderdiğim için Twitter hesabım askıya alındı.
Tom is working toward a master's degree in engineering.
- Tom mühendislik dalında mastır yapmak için çalışıyor.
She has a negative attitude toward life.
- Her şeyi düşürdüm ve bunun için Boston'dan çıkan ilk uçağı yakaladım.
Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.
- Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.
He was the only recourse for his family after his father's death.
- O, babasının ölümünden sonra ailesi için baş vurulacak tek kişiydi.
In order to make us and everyone else remember this day, I ask everyone to plant a tree with us.
- Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
Tom had to forgo his morning swim, on account of it being too cold.
- Tom çok soğuk olduğu için sabah yüzmesinden vazgeçmek zorunda kaldı.
He could not take examination on account of his illness.
- Hasta olduğu için sınava giremedi.
He is looking forward to seeing you.
- O seni görmek için sabırsızlanıyor.
I'm looking forward to seeing you again soon.
- Ben kısa sürede sizi tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.
Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.
- Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
- Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
He ran, so as to arrive on time.
- O, zamanında varmak için koştu.
Seeing that it is raining, you had better stay home.
- Yağmur yağdığı için evde kalsan iyi olur.
Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life.
- O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.
Now that Tom and Mary have broken up, it's probably OK to ask her out on a date.
- Madem ki Tom ve Mary ayrıldılar, ona çıkma teklif etmek için sorun yok.
I spoke to him kindly so as not to frighten him.
- Korkutmamak için onunla nazik şekilde konuştum.
Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
- Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
We should all strive for equality amongst ourselves and towards animals.
- Biz hepimiz kendi aramızda ve hayvanlara karşı eşitlik için çabalamalıyız.
She got her hair cut because she likes it not because she had lost her love towards it.
- O,ona karşı sevgisini kaybettiği için değil onu sevdiği için saçını kestirdi.
Thank you very much for everything. He wrote it down lest he should forget it.
- Her şey için çok teşekkür ederim. O unutmasın diye onu yazdı.
We called to remind him lest he come late.
- Geç kalmasın diye ona hatırlatmak için aradık.
To be an interesting person you have to feed and exercise your mind.
- İlginç bir kişi olmak için aklınızı beslemek ve egzersiz yaptırmak zorundasınız.
They had been working together for common interests.
- Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
Don't come to school just for fun.
- Sadece zevk için okula gelmeyin.
I like to play sport for fun not for competition.
- Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
She bitterly regretted having said something that displeased her mother-in-law.
- O, kaynanasını gücendiren bir şey söylediği için için için pişman oldu.
Tom is expected to arrive momentarily.
- Tom'un bir an için varması bekleniyor.
Tom paused momentarily.
- Tom bir an için durakladı.
There was a good reason for this.
- Bunun için iyi bir neden vardı.
We cannot praise him highly enough for this.
- Bunun için onu ne kadar övsek azdır.
Don't be afraid of public speaking.
- Halk içinde konuşmaktan korkmayın.
Why are you ashamed to speak your language in public?
- Dilinizi halk içinde konuşmaktan neden utanıyorsunuz?
I'm doing it for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
Potato chips are not good for you.
- Patates cipsi senin için iyi değildir.
I couldn't get out of my garage because there was a car in the way.
- Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.
I like him not because he is kind but because he is honest.
- Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.