Layla didn't like to show off.
- Leyla gösteriş yapmaktan hoşlanmadı.
Tom is such a show off.
- Tom gösteriş budalasının tekidir.
She wears vanity glasses.
- O gösteriş gözlükleri takıyor.
He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
- Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
This showy dress isn't appropriate for me.
- Bu gösterişli elbise benim için uygun değil.
He's just showing off in front of the girls.
- O sadece kızların önünde gösteriş yapıyor.
Tom couldn't help showing off.
- Tom kendini gösteriş yapmaktan alamadı.
Tom doesn't flaunt his wealth.
- Tom servetiyle gösteriş yapmaz.
Layla didn't like to show off.
- Leyla gösteriş yapmaktan hoşlanmadı.
Will you show me the picture?
- Bana resmi gösterir misin?
Oh! Show it to me please.
- Ah! Onu bana göster lütfen.
Show me another camera.
- Bana başka bir kamera göster.
Please show me your picture.
- Lütfen bana resmini göster.
She pointed her finger at him accusingly.
- O, suçlarcasına parmağını ona gösterdi.
Compasses point north.
- Pusula kuzeyi gösterir.
The teacher will illustrate how to do it.
- Öğretmen onun nasıl yapılacağını gösterecek.
I will give you a good example to illustrate what I mean.
- Ne demek istediğimi göstermek için size güzel bir örnek vereceğim.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
I want to show you a spectacular view.
- Sana muhteşem bir manzara göstermek istiyorum.
I went in the direction my friend indicated.
- Ben arkadaşımın gösterdiği yönde gittim.
The sign indicates the way to go.
- Sinyal gidecek yolu gösterir.
This figure is a mirror of the decrease in imports of crude oil.
- Bu şekil ham petrol ithalatının azaldığının bir göstergesidir.
The painting shows a young woman combing her hair before a mirror.
- Tablo, aynanın önünde saçlarını tarayan genç bir kadını gösteriyor.
It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
- Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
Filiberto has not shown a very brave character.
- Filiberto çok cesur bir karakter göstermedi.
All verbs are indicated in bold text.
- Tüm fiiller koyu metinde gösterilir.
The red flag indicated the presence of danger.
- Kırmızı bayrak tehlikenin varlığını gösterdi.
Her health screening showed no negative results.
- Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
There's a good movie screening today.
- Bugün iyi bir film gösterimi var.
Tom displayed the contents of his wallet.
- Tom cüzdanının içindekileri gösterdi.
Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character.
- Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.
If you see the lion baring its teeth, don't think that the lion is smiling at you.
- Aslanın dişlerini gösterdiğini görürsen, sana gülümsediğini sanma.
The teenager is showing off his new car.
- Delikanlı yeni arabasını gösteriyor.
Men can only be corrected by showing them what they are.
- İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir.
Her health screening showed no negative results.
- Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
There's a good movie screening today.
- Bugün iyi bir film gösterimi var.
Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character.
- Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.
He never made a display of his learning.
- O asla öğrendikleri ile ilgili bir gösteri yapmadı.
There is no sign indicating that this is a meeting room.
- Bunun bir toplantı odası olduğunu gösteren hiçbir işaret yok.
Dan began displaying symptoms of Alzheimer's.
- Dan, Alzheimer belirtileri göstermeye başladı.
The salesman demonstrated how to use it.
- Satıcı onun nasıl kullanılacağını gösterdi.
African Americans demonstrated for civil rights.
- Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.
The performance was almost over.
- Gösteri neredeyse bitmişti.
Do you have any tickets for today's performance?
- Bugünkü gösteri için hiç biletin var mı?
These letters reveal her to be an honest lady.
- Bu mektuplar onun dürüst bir kadın olduğunu gösteriyor.