Dan didn't want to seem shy.
- Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.
I don't want to seem insensitive.
- Ben duyarsız görünmek istemiyorum.
Tom doesn't want to appear weak.
- Tom zayıf görünmek istemez.
It appears that the victim tried to write the murderer's name with his own blood.
- Kurbanın kendi kanı ile katilin adını yazmaya çalıştığı görünmektedir.
Mosquitoes seem to be more attracted to people wearing dark clothes.
- Sivrisinekler koyu giysiler giyen insanlar için daha çekici görünmektedir.
Sami didn't want to be seen naked.
- Sami çıplak görünmek istemedi.
Tom acts like he doesn't want to be seen with us.
- Tom bizimle görünmek istemiyor gibi davranıyor.
I don't want to be seen in his company.
- Onunla beraber görünmek istemiyorum
Sami didn't want to be seen naked.
- Sami çıplak görünmek istemedi.
He grew a beard to look more mature.
- Daha olgun görünmek için sakal uzattı.
Tom doesn't want to look foolish.
- Tom aptal görünmek istemiyor.
love is nothing what it seems - aşk göründüğü gibi değildir.
I'm tired of pretending.
- Yapar gibi görünmekten bıktım.
Dan didn't want to seem shy.
- Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.
People always seem to enjoy talking about other people's problems.
- İnsanlar her zaman başka insanların sorunları ile ilgili konuşmaktan zevk alıyor gibi görünmektedirler.
His appearance animated the party.
- Onun görünmesi partiyi canlandırdı.
I find her appearance attractive.
- Onun görünümünü çekici bulurum.
She failed to appear.
- Görünen o ki kız başarısız oldu.
I don't like looking foolish.
- Aptal görünmeyi sevmiyorum.
Sometimes you have to choose between looking good and being comfortable.
- Bazen iyi görünme ve rahat olma arasında seçim yapmak zorundasın.
Your suggestion seems reasonable.
- Önerin mantıklı görünüyor.
It seems interesting to me.
- O bana ilginç görünüyor.
The world is a place of seemingly infinite complexity.
- Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.
Seemingly impossible things sometimes happen.
- Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.
He does not seem to be very tired.
- O, çok yorgun görünmüyor.
Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
- Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.