So far, your action seems completely groundless.
- Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
Dan didn't want to seem shy.
- Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.
I lost my only chance to appear on television.
- Televizyonda görünmek için tek şansımı kaybettim.
You have to appear in person.
- Bizzat görünmek zorundasın.
Mosquitoes seem to be more attracted to people wearing dark clothes.
- Sivrisinekler koyu giysiler giyen insanlar için daha çekici görünmektedir.
Sami didn't want to be seen naked.
- Sami çıplak görünmek istemedi.
Tom acts like he doesn't want to be seen with us.
- Tom bizimle görünmek istemiyor gibi davranıyor.
Sami didn't want to be seen naked.
- Sami çıplak görünmek istemedi.
Tom acts like he doesn't want to be seen with us.
- Tom bizimle görünmek istemiyor gibi davranıyor.
He grew a beard to look more mature.
- Daha olgun görünmek için sakal uzattı.
Men like to look masculine.
- Erkekler erkeksi görünmek isterler.
love is nothing what it seems - aşk göründüğü gibi değildir.
I'm tired of pretending.
- Yapar gibi görünmekten bıktım.
People always seem to enjoy talking about other people's problems.
- İnsanlar her zaman başka insanların sorunları ile ilgili konuşmaktan zevk alıyor gibi görünmektedirler.
He seems to have been a very popular actor when he was young.
- O gençken çok popüler bir aktörmüş gibi görünmektedir.
His appearance animated the party.
- Onun görünmesi partiyi canlandırdı.
The girl appeared sick.
- Kız hasta görünüyordu.
Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
- The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?
I was afraid of looking stupid.
- Aptal görünmekten korkuyordum.
Sometimes you have to choose between looking good and being comfortable.
- Bazen iyi görünme ve rahat olma arasında seçim yapmak zorundasın.
It seems interesting to me.
- O bana ilginç görünüyor.
Your plan seems better than mine.
- Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
Seemingly impossible things sometimes happen.
- Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.
The world is a place of seemingly infinite complexity.
- Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.
Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
- Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.
You seem to be a little under the weather.
- Biraz keyifsiz gibi görünüyorsun.