The bullet entered above the knee.
 - Mermi dizin üzerine girdi.
His conduct is above suspicion.
 - Onun davranışı şüphe üzerinedir.
Parents try to impress upon their children the importance of honesty and hard work.
 - Ebeveynler çocuklarını dürüstlük ve sıkı çalışmanın önemi üzerine etkilemeye çalışıyorlar.
A map is available upon request.
 - İstek üzerine bir harita mevcuttur.
The quick brown fox jumps over the lazy dog.
 - Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
He wept over his daughter's death.
 - Kızının ölümü üzerine ağladı.
The bold knight didn't hesitate at the time to go onto the offensive.
 - Cesur şövalye saldırganın üzerine gitmek için o anda tereddüt etmedi.
Tom stepped onto the bathroom scales.
 - Tom banyo tartısı üzerine çıktı.
The flight attendant apologized for spilling hot coffee on Tom.
 - Uçuş görevlisi Tom'un üzerine sıcak kahve döktüğü için özür diledi.
The flight attendant accidentally spilled some hot coffee on Tom.
 - Uçuş görevlisi yanlışlıkla Tom'un üzerine biraz sıcak kahve döktü.
Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.
 - Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen.
Tom gave a five-minute presentation about the influence of the Vikings on world history.
 - Tom, Vikingler'in dünya tarihine etkileri üzerine beş dakikalık bir sunum yaptı.
Have you ever had anything custom made?
 - Hiç sipariş üzerine yapılmış bir şey yedin mi?
We can't help Tom with that.
 - Bunun üzerine Tom'a yardım edemeyiz.
Thereupon he let the cat out of the bag.
 - Bunun üzerine baklayı ağzından çıkardı.
Have you ever had anything custom made?
 - Hiç sipariş üzerine yapılmış bir şey yedin mi?
Bardağı masanın üstüne koy!
 - Bardağı masanın üzerine koy!