Tom içmeyi bırakmaya ve davranışını değiştirmeye karar verdi.
- Tom decided to stop drinking and reform his behavior.
Onun davranışı, benim hatırladığım gibi, çok kötüydü.
- His behavior, as I remember, was very bad.
Onun kendini beğenmiş tavırları kırıcı.
- His smug behavior is offensive.
Onun küstah tavırlarına dayanamadım.
- I couldn't put up with her arrogant behavior.
Bu hareketin, kadınların davranışları üzerine büyük bir etkisi vardı.
- This movement had a great impact on the behavior of women.
Onun davranışı genç bir kız için normal değil.
- Her behaviour isn't normal for a young girl.
Davranışı sıradışıydı.
- Her behaviour was out of the ordinary.
Çocuğun okul arkadaşlarına karşı davranışı ve tutumu ibret vericiydi.
- The child's behaviour and attitude towards his fellow students was exemplary.
... doesn't change just because we have Facebook, or just because we can track user behavior ...
... what's the right kind of behavior, what ...