The privilege is reserved exclusively for women.
 - Ayrıcalık özel olarak kadın için ayrılmıştır.
This is a very exclusive club.
 - Bu çok özel bir kulüp.
When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.
 - Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı.
I want specific information.
 - Özellikli bilgi istiyorum.
What's the restaurant's speciality?
 - Restaurantın özel ürünü nedir?
Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
 - Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Tom has a personal bodyguard.
 - Tom'un özel koruması var.
I don't know much about Tom's personal life.
 - Tom'un özel hayatı hakkında çok şey bilmiyorum.
Dachshund sausages first became popular in New York, especially at baseball games.
 - Dachshund sosisleri ilk olarak New York'ta popüler oldu, özellikle beyzbol oyunlarında.
Some of the ingredients are harmful, especially if you are pregnant.
 - Maddelerin bazıları, özellikle eğer hamile iseniz, zararlıdır.
I am pleased with this vivid portrait in particular.
 - Ben özellikle bu canlı portreden memnunum.
Why did you choose that particular subject?
 - Bu özel konuyu neden seçtiniz?
Private detectives were hired to look into the strange case.
 - Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.
The press is interested in his private life.
 - Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
Please respect my privacy.
 - Lütfen özel yaşamıma saygı gösterin.
Tom is a dedicated teacher.
 - Tom özel bir öğretmendir.
The dedicated bike zone is most often at the rear of the train.
 - Özel bisiklet bölgesi çoğunlukla trenin arkasındadır.
You are trespassing on private property.
 - Özel mülkiyete izinsiz giriyorsunuz.
She believes that jade has medicinal properties.
 - O, yeşim taşının tıbbi özellikleri olduğuna inanmaktadır.
The Japanese language has many distinctive characteristics.
 - Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var.
Japan has many distinctive traits.
 - Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır.
Each language has its peculiarities.
 - Her dilin özellikleri vardır.
Laura is very particular about her clothes.
 - Laura elbiseleri hakkında çok özel.
She wants something very special for her birthday.
 - Doğum günü için çok özel bir şey istiyor.
The private colleges and universities of the United States are autonomous.
 - ABD'nin özel kolejleri ve üniversiteleri özerktir.
Generosity is an important trait in today's selfish society.
 - Cömertlik bugünün bencil toplumunda önemli bir özelliktir.
We would like to eat. Could you serve us expressly? We need to be on our way before half past one.
 - Yemek yemek istiyoruz. Özellikle bize hizmet eder misiniz? bir buçuktan önce yolda olmalıyız.
As my watch was slow, I missed the special express.
 - Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.