In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house.
- Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.
It's obvious Tom and Mary like each other.
- Tom ve Mary'nin birbirlerinden hoşlandığı ortada.
The truth lies somewhere in the middle.
- Gerçek ortada bir yerde yatıyor.
Fold the paper in the middle.
- Kağıdı ortadan katla.
It was evident to all of us that he was innocent.
- Masum olduğu hepimiz için ortadaydı.
It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.
- Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
The hill is exposed, with no trees.
- Tepe ortada, ağaçsız.
Now everything's exposed.
- Şimdi her şey ortada.
A cup of coffee cleared up my headache.
- Bir fincan kahve, baş ağrımı ortadan kaldırdı.
Fold the paper in the middle.
- Kağıdı ortadan katla.
The truth lies somewhere in the middle.
- Gerçek ortada bir yerde yatıyor.
Austria is a parliamentary republic in central Europe and consists of nine federal states.
- Avusturya, Orta Avrupa'da parlamenter bir cumhuriyettir ve dokuz federal eyaletten oluşur.
Ski jumping is popular in Nordic countries and Central Europe.
- Kayakla atlama İskandinav ülkeleri ve Orta Avrupa'da popülerdir.
Television is obsolete as a medium in any case.
- Televizyon ortam olarak her halükarda modası geçmiş.
I like my steak cooked medium rare.
- Bifteğimi orta pişmiş severim.
Tom doesn't have a mean bone in his body.
- Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.
This does not mean that they have nothing in common with other peoples.
- Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez.
This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.
- Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.
That place is in the middle of nowhere.
- O yer hiçbir yerin ortasında değildir.
Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
- 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
Don't speak in the middle of a lesson.
- Dersin ortasında konuşma.
I always drive at a moderate speed.
- Ben her zaman orta hızda araba sürerim.
Moderate exercise will refresh both mind and body.
- Orta dereceli egzersiz hem aklımızı hem bedenimizi tazeler.
The skyscraper is in the center of the city.
- Gökdelen şehrin ortasındadır.
This stone has a hole in the center.
- Bu taşın ortasında bir deliği var.
The dark night of the soul is death in the midst of life.
- Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.
Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert.
- Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.
Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology?
- Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?
I like my steak cooked medium rare.
- Bifteğimi orta pişmiş severim.
Hazelnuts are harvested in mid-autumn.
- Fındık sonbaharın ortasında hasat edilir.
These tire tracks were made by a mid-size vehicle.
- Bu lastik izleri orta boy bir araç tarafından yapıldı.
His normal position is third baseman.
- Onun normal pozisyonu üçüncü orta saha oyuncusu.
I thought that my girlfriend was normal, but she turned out to be a succubus!
- Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı.
She reads on average three or four books a week.
- O, haftada ortalama üç ya da dört kitap okur.
He will get an average mark at best.
- En iyi halde ortalama bir not alacak.
She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate.
- İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor.
Intermediate and advanced language courses are given in the language being learned.
- Orta ve ileri dil kursları öğretilen dilde verilir.
What makes you think the Middle East is more important than Mesoamerica, for instance?
- Örneğin Orta Doğu'nun Orta Amerika'dan daha önemli olduğunu sana düşündürten şey ne?
The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
- En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
He attended only secondary school.
- O sadece ortaokula devam etti.
I am a teacher in the secondary school.
- Ben ortaokulda bir öğretmenim.