Kamyonun bir debriyaj arızası vardı.
- The truck had a clutch failure.
Onun projesi başarısızlıkla sona erdi.
- His project ended in failure.
Başarı ya da başarısızlık ikisi de benim için aynıdır.
- Success or failure is all the same to me.
Hata için sen suçlanacaksın.
- You are to blame for the failure.
Hatası için kötü şansını suçluyor.
- He blames his failure on bad luck.
Parti bir fiyaskoydu.
- The party was a failure.
Tek bir hata, ve sen bir fiyaskosun.
- A single mistake, and you are a failure.
Batmanın eşiğindeyiz.
- We're on the border of failure.
Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.
- My mother was disappointed by my failure.
Kalp yetmezliğinden aniden öldü.
- He died quite suddenly of heart failure.
Leyla kalp yetmezliği için kritik bir riskteydi.
- Layla was at a critical risk of heart failure.
O zaten başarısızlıklarının üstesinden geldiğini söylüyor.
- He says he has already overcome his failures.
Onun hayatı uzun bir başarısızlıklar dizisiydi.
- His life was a long series of failures.
Tom'un konjestif kalp yetmezliği var.
- Tom has congestive heart failure.
Kalp yetmezliğinden aniden öldü.
- He died quite suddenly of heart failure.
We do not tolerate failure.
- We don't tolerate failure.
We don't tolerate failure.
- We do not tolerate failure.
Structural failure will occur in three minutes, 30 seconds.
... like heart failure and kidney failure. ...
... Well, that's an example of a failure on the part of both DOD ...