Bu bisikleti kullanmalıyım.
- I must use this bike.
Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
- At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.
- She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.
Bu kitabı okurken sözlük kullanmak zorunda değilsin.
- You don't have to use a dictionary when you read this book.
Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
Eğlence uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanelerine ilham veriyor.
- Recreational drug use inspires many urban legends.
Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.
- You should try to form the habit of using your dictionaries.
Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.
- By using Tatoeba one learns languages.
Sadece herhangi bir çocuk tarafından kullanılanlar gibi basit boya kalemleri kullanarak Maria nefes kesen resimler yaratabildi.
- Using simple crayons, just like those used by any child, Maria was able to create breathtaking pictures.
O, yanlış kullanarak makineyi bozdu.
- He broke the machine by using it incorrectly.
Bir teleskop kullanarak uzaktaki şeyleri görebiliriz.
- We can see things in the distance using a telescope.
Kendi yararı için insanları kullanmayı bırakması için Keiko'ya baskı yaptım.
- I urged Keiko to stop using people for her own convenience.
Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.
- You should try to form the habit of using your dictionaries.
Atom enerjisinden faydalanmalıyız.
- We should make use of atomic energy.
Şirketimiz internetten faydalanmaktadır.
- Our company makes use of the Internet.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Kişisel bilgisayarlar çok faydalıdırlar.
- Personal computers are of great use.
Bu site oldukça yararlı.
- This site is quite useful.
Bu fırsattan yararlansanız iyi olur.
- You had better make use of this opportunity.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
- Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
Hayır, sadece düşündüm ki madem abaküs kullanabiliyorsun, kafandan hesap yapmada iyi olabilirsin.
- No, I just thought that since you can use an abacus, you might be good at doing calculations in your head.
Hayır, arabamı kullanamazsın!
- No, you can't use my car!
Paramızı değerlendirmek istiyoruz.
- We want to put our money to good use.
Ne zaman yatmaya alışkınsın?
- What time are you used to going to bed?
Erken kalkmaya alışkınım.
- I'm used to getting up early.
Tom kullanılmış bir motorsiklet için 300 dolardan daha fazla harcamak istemiyor.
- Tom doesn't want to spend more than $300 for a used motorcycle.
İnsanların zaman harcamak için bilgisayarları kullanmaları çok kötü.
- It's too bad people use computers to waste time.
Yalnızca kulüp üyeleri bu odayı kullanma hakkına sahiptir.
- Only members of the club are entitled to use this room.
Eğer bu modern donanımı kullanırsanız bir sürü iş gücü tasarruf edecektir.
- If you use this modern equipment, it will save a lot of manpower.
Zamandan tasarruf etmek için bir bilgisayar kullandım.
- I used a computer in order to save time.
Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
- To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
Dr. Patterson, işaret dili kullanarak bir goril ile iletişim kurdu.
- Dr. Patterson communicated with a gorilla using sign language.
Bir huni kullanarak sıvıyı doldurabilirsin.
- You can pour the liquid by using a funnel.
Bay Morita sermaye olarak borç para kullanarak bir işe başladı.
- Mr. Morita started a business by using borrowed money as capital.
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows is the most used operating system in the world.
Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.
- Uranium is used in the production of nuclear power.
Özel kuvvetler özel amaçlar için kullanılır.
- Special forces are used for special purposes.
Alan askeri amaç için kullanılır.
- The site is used for military purposes.
Şirketimiz internetten faydalanmaktadır.
- Our company makes use of the Internet.
We should use up most of the fuel.
This tool has many uses.
We can use this mathematical formula to solve the problem.
... the computers they're using, they download menu-bars, they type random shit they find ...
... not using AK-47s. They're using cheap hand guns. ...